one shot: rengarenk ormanlar
-bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki Cemre'den Atölyeden çıktığımda çalan telefonla elimi çantanın içine soktum. Berk'in aradığını gördüğümde kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken telefonu açtım. "Efendim aşkım?" "Akşam yemeğe çıkıyoruz." dediğinde yüzüme yine hayret dolu bir ifade ile karışık tebessüm yerleşti. "Baş başa mı?" dedim heyecanla. Uzun zaman olmuştu birlikte vakit geçirmeyeli. "Ortaklarımla." tek düze çıkan sesi yüzümün düşmesine sebep olurken o konuştu. "Hiç gelmek istemediğini biliyorum ve biliyosun iş konusuna seni dahil etmeyi sevmiyorum ama adam nişanlınızı da getirin diye tutturdu ısrarla yüzüğü görünce mecbur kaldım." dediğimde yutkundum. "Sorun değil. Gelirim." dediğimde sesim benim aksime olumlu çıkıyordu. "Saat sekizde alırım seni öpüyorum." "Bende." Telefonu kapatıp çantama attığımda derin bir iç çektim. Çantamdan anahtarla...