Vazgeçtim baba. Bizden aile olmaz artık.(3)
Yazar'dan
Berk kaşlarını çatarken elini Cemre'nin eline geçirdi güç almak istercesine. Cemre ise çekmedi elini. Daha sıkı tuttu hatta.
Kadın bir kaç adım daha geldiğinde Berk artık yüzünü seçebiliyordu. Resimlerde gördüğünden çok daha farklıydı. Daha güzeldi.
Kadın koşarak Berk'e sarıldığında Cemre bıraktı elini. Berk'in elleri boşlukta kaldı. Kadın Berk'e sarılarak ağlarken etrafı aydınlatan araba farı sayısı çoğaldı. Araba sesini duymasıyla kadın da ayrıldı Berk'ten.
Kenan arabadan inerken Berk donmuş gibi orada öylece dikiliyordu. Cemre'nin korkmuş bakışları ise Berk'in üzerindeydi.
"Sen naptığını sanıyorsun Ahu?" dedi hiddetle Kenan.
Kadın bir adım geriye gitti.
"Onu benden yeterince kaçırdın. Ama sonunda kavuşacağımızı söylemiştim."
Kenan korkuyla Berk'e yaklaştı.
"Oğlum." dediğinde Berk kendine gelmiş gibi kısık ses ile konuştu.
"Sakın." dedi ve bir adım uzaklaştı. "Sakın bana oğlum deme."
Arkadan koşarak gelen Ayla hemen Cemre'nin yanına geldi.
Ahu Berk'e bir adım attı.
"Her şeyi konuşacağız oğlum." dediğinde sesi titriyordu. Yüreği gibi.
"Sen." dedi Berk titreyen sesi ile. "Sen benim annem misin?"
Ahu başını salladı. Ağlamaya başlarken elini ağzına koydu.
"Ama." dedi Berk her şeyi idrak etmek ister gibi etrafa baktı. "Ama sen öldün. Ölmüştün."
Kenan'a döndü.
"Ölmüştü baba." dedi. Az önce bana oğlum deme dediği adama yaklaştı. "Ölmüştü." dedi çaresizce. Bir adım daha yaklaştı. "Öldü dediniz."
Kenan'ın direkt yüzüne baktı. "Cevap versene!!" diye bağırdı. "Cevap verr!!" babasının yakasından tutarak bağırdı öfkeyle.
Cemre'nin gözünden o an bir yaş süzüldü. Bu nasıl bir kayıptı? Koskoca Kenan Yağızoğlu orda küçüldü küçüldü.
"Berk izin ver anlatsın baban." diyen Ayla'ya döndü Cemre şok içinde. O da mı biliyordu? Derin nefesler almaya başlarken yine Berklere döndü.
"Ne anlatıcak ya?" dedi Berk titreyen sesiyle. Kabullenmek istemez gibiydi. "Benim annem öldü. Biz evde onun yasını tuttuk. 5 yaşındaydım." dedi dudakları titrerken.
"Eve geçelim öyle konuşalım." dedi Kenan Berk'in ellerini yakasından çekerken.
Berk'in elleri iki yana düştü. Başını salladı gözlerindeki yaşları silerken. Derin nefesler aldı.
"Cemre hadi bizde gidelim kızım." dedi Ayla Cemre'nin kolunu tutarken. Cemre kolunu çekti ve annesine baktı.
"Ben Berkler ile gitmek istiyorum." dediğinde Ayla başını iki yana salladı.
"Hayır sen benimle geliyorsun." dediğinde Cemre derin bir nefes aldı ve ellerini saçının arasına geçirdi.
"İzin almadım anne. Gidiyorum." dediğinde Ayla Kenan'a baktı. Kenan başını sallarken Cemre'ye arabaya geçmelerini işaret etti. Berk Cemre ile yürürken arkasına döndü ve Ahu'ya baktı.
"O da gelicek bizimle." dediğinde Kenan başını iki yana salladı. "Şuan olmaz Berk. Kimse buna hazır değil." dediğinde Berk güçsüzce önüne döndü. Geriye dönüp itiraz etmek istedi ama yapamadı. Gücü yetmedi.
Arabaya bindiklerinde Kenan önde Berk ve Cemre arkada oturuyordu.
Eve geldiklerinde Berk koltuğa oturdu ve yukarı çıkmak üzere olan babasına seslendi.
"Hadii konuşucaz." dediğinde sesi kendinden emindi.
Kenan ona dönerek konuştu.
"Sabah konuşuruz. Cemre sende boş odada kalırsın." dediğinde Cemre'de Berk'in yanındaki koltuğa oturdu.
"Ya şimdi konuşursun." dedi Berk ve yutkundu. "Ya da sabah kendine muhattap alacağın bir oğlun olmaz burda." dediğinde Kenan pes etti.
Berk'in tam karşısındaki koltuğa oturdu
Cemre'nin gözleri Kenan ve Berk'in arasında mekik dokurken endişeliydi. Kenan söze başladığında ikisi de merakla ona odaklandı.
"Annen sen beş yaşındayken bir kaza geçirdi. Sonra da bitkisel hayata girdi." dediğinde Berk kaşlarını çattı.
"Benim annem yaşıyordu yani?" dediğinde Kenan başını salladı.
"Ama ben sana öldü dedim." dedi Kenan en kısık çıkan sesi ile.
"Neden?" dedi Berk sesi titrerken.
"Doktor belki 20 yıl belki hiç uyanmayacağını söyledi. Yıllarca umutla annenin uyanmasını bekleyip uyanmamasından daha iyidir öldüğünü bilmek diye düşündüm." dediğinde Berk ellerini yumruk yaptı. Başının iki yanına koydu ellerini. Yere bakarak konuştu.
"Ne zaman uyandı peki?"
Cemre ve Berk'in kafasında Kenan'ın cümlesi yankılandı.
"6yıl önce. Sen gitmeden 4 gün önce." dediğinde Berk ellerini başından çekti. Ve kızarmış gözleri ile direkt babasına baktı.
"Bu yüzden mi gönderdin beni?" dediğinde Kenan başını salladı.
"Bana düşman olmandan korktum Berk. Annen onca yıl uyumasına rağmen 2. gün tutturmuş Berk'e gideceğim diye. Bende en yakın zamanda seni göndermek için çalışmaya başladım. Sen dönünce de haberin gitmiş bir şekilde bulmuş seni." dediğinde Berk'in yüzü acı ile buruştu.
"Böyle daha mı iyi oldu?" diyen Berk sinirliydi. Hızla ayağa kalktı. Kenan'da ayağa kalkarken karşı karşılayardı. "Söyle şimdi kaybetmedin mi beni?" dediğinde Kenan'ın gözleri doldu.
Cemre'de ayağa kalkarken Berk'in arkasında dikildi.
Kenan son gücüyle konuştu. "Özür dilerim oğlum." dediğinde Berk çoktan kapıya doğru gitmeye başlamıştı.
Cemre'de onun arkasından giderken Kenan arkalarından bağırdı.
"Berk, Cemre!!"
Cemre Berk'in yanına oturduğunda Berk ona döndü.
"Yanımda olmak zorunda değilsin." dediğinde Cemre direkt önüne baktı.
"Bunu zorunlu olduğum için değil istediğim için yapıyorum." dediğinde Berk kafasını sallayıp arabayı sürdü. Cemre sessizlikten sıkılarak elini radyoya gitti.
Yoktan sebepler
Seni benden alırken
Araba bir deniz kenarında durduğunda Cemre etrafa bakındı.
"Şurda bir kulübe var." dedi Berk açıklamak ister gibi.
Cemre başını sallayarak arabadan indi ve kulübeye doğru yürüdüler.
Cemre bu tahta kulübeye gülümseyerek baktı. Berk kenardaki şömineyi yakmaya başlarken o etrafı inceledi.
"Burası çok güzelmiş Berk." dediğinde Berk ona döndü.
"Öyledir." diyip fazla göz teması kurmadan şöminenin yanındaki tekli koltuğa oturdu. Ateşin sesi ile bakışlarını yere dikti.
Cemre'de onun karşısındaki tekli koltuğa oturarak onu izlemeye başladı. Bir şey diyemedi çünkü ne denir bilemedi.
Boğan gün batarken
Yoruldum
"Ben ne hissedeceğimi bilmiyorum." dedi Berk. "Şuan belki mutlu hissetmem şükretmem falan gerekiyor ama ben sadece kayıp hissediyorum."
"Bunların sorumlusu sen değilsin biliyosun değil mi?" dediğinde Berk başını iki yana salladı.
"Bilmiyorum. Şuan ben hiçbir şey bilmiyorum Cemre. Ben kimim onu bile bilmiyorum."
Cemre'nin gözleri dolarken şömineye dikti gözünü.
Usandım ışıktan
Sonu yakmış bakıştan
Aniden ayağa kalktı ve koltuğu iterek Berk'in koltuğunun yanına getirdi. Oraya oturdu.
"Acı çekiyorsun dimi? Ama çok sakinsin Berk. Bir anda patlamandan korkuyorum." dediğinde Berk gülümsedi. Acı içinde.
"Acı benim soyadım Cemre. Onu da babamdan aldım zaten."
Sığınırsam omzuna
Geçer mi?
Cemre Berk'e doğru döndüğünde Berk'in gözleri kapanmıştı. Biraz ileride duran battaniyeyi gelip üzerine örttü. Sonra yüzüne bakıp gülümsedi. Çok masum gözüküyordu. Ellerini Berk'in saçlarına götürdü. Yavaş yavaş sevdi. Sonra geri oturdu koltuğa. Telefonuna gelen bildirimle irkildi.
Gönderen: Sarp🤍
Sabah güneş doğurmaca?
Gözlerini kapatırken sıkıntılı bir nefes verdi. Hızla bir mesaj yazıp telefonu bıraktı ve kafasını koltuğa yaslayarak Berk'e baktı.
Gönderen: Cemre🤍
Çok yorgunum uyanabileceğimi sanmıyorum başka zaman.
Aradım boş sokaklar
Orada utanmaz yaşlar
Sarp mesajı alır almaz telefonu kulağına götürdü. Ayla telefonu telaşla açtığında konuştu.
"Merhaba Ayla Teyze. Cemre nasıl?"
"Cemre burda değil Sarp."
"Nerde?"
"Berk ile Berklerin evine gitmişti ancak oradan da çıkmışlar tam bilmiyorum ama konumu hâlâ açık. Deniz kenarında bir yeri gösteriyor. Biraz karışmak istemiyorum o yüzden gitmedim." dediğinde Sarp başını salladı.
"Bana atar mısınız konumu?" dediğinde Ayla onaylayarak telefonu kapattı. Sarp arabaya geçerken derin bir iç çekti. Neler oluyordu?
Eşim olmaz bakışlar
Avutmaz
Cemre uyuyamazken Berk'in sayıklamaları ile içi bir kez daha titredi.
"Anne. Seni çok özledim."
Gözlerini acı ile kapatan Cemre uyumak istedi. Uyuyunca geçiyormuş gibi. Uyuyunca geçseydi Berk şimdi böyle sayıklar mıydı?
Uyursam geçer mi?
Ya da bu böyle sürer mi?
Yerine düşlere güvensem
Yine günler incitir mi?
Kapı tıkladığında korku ile açtı kapıyı. Kapıda dikilen Sarp ile donakaldı. Hemen dışarı çıkarken kapıyı kapattı.
"Cemre ne işin var burda?" diyen Sarp korkarak soruyordu.
"Berk bir kaç sorun yaşadı. Babası ile kalmak istemedi. Bende onun yanında olmak istiyorum." dediğinde kaşlarını çattı ve ona sordu. "Asıl senin ne işin var burda?"
"Merak ettim seni o da mı suç?"
Cemre eli ile saçını geriye iterken konuştu.
"Değil tabi de neden geldin telefondan sorsaydın."
"Kaçar gibi cevap verdiğin için olabilir mi Cemre? Kazadan hatta o akşamdan beri benden kaçıyorsun nedeni ne?" dediğinde Cemre etrafa baktı ve derin bir nefes verdi.
"Sana olan hislerimi sorguluyorum." dediğinde Sarp kaşlarını iyice çattı.
"O ne demek?"
"Sarp." dedi Cemre çaresizce. "Burda konuşmayalım sakin kafayla konuşuruz."
Sarp başını yere eğdi. "Berk dimi?" dediğinde Cemre yere eğdi başını. Sarp cevabını almış gibi başını salladı. "Eyvallah." dediğinde arkasını döndü ve yürümeye başladı.
"Sarp." dedi Cemre hızla. "Sana olan hislerimin hiç biri bir hiç değildi. Sevdim seni gerçekten." Sarp yerinde durdu ve ona döndü. "Ama ikimize de bu belirsizliğin içinde yazık olur. Seni buna mecbur bırakamam."
Sarp önüne dönüp arabasına bindi. Başını direksiyona koyduğunda derin nefesler alıp verdi. Cemre'yi çok seviyordu. Ama bunun için ona kızamazdı. Çünkü onun ne kadar düşünüp karar verdiğini biliyordu.
Uyursam geçer mi?
Ya da bu böyle sürer mi?
Yerine düşlere güvensem
Yine günler incitir mi?
Cemre gözünden süzülen yaşı sildi. Ama bir yandan da rahatlamış gibi hissetti. İçeri yavaşça girdiğinde Berk'in hâlâ uyuyor olduğunu gördü ve yanına oturdu.
Uyansak uzakta
Denizler yakınsa
Gölgen de yuvamsa
Seninimdir
Sabah Berk Cemre'den önce uyandı ve bir süre Cemre'yi izledi. Sonra üstündeki battaniyeyi alıp onun üzerine örttü.
Dışarıya çıkıp denizi izledi. Sonra oraya yaklaşan arabaya döndü. Arabanın içinden Ahu indiğinde Berk yine ne yapacağını bilemez bir şekilde dikildi.
Ahu korkak adımlar ile Berk'e yaklaştı.
"Konuşabilir miyiz?" dediğinde Berk başını salladı. Kulübenin merdivenlerine oturdular.
Siz hiç anneniz ile oturup konuştunuz mu? Onu hayranlıkla dinlediniz mi? Alışkın olduğumuz duygular bunlar diyebilirsiniz. Ama Berk o duyguları ilk defa tattı. İlk defa annesinin yanına oturdu uzun zaman sonra. İlk defa kokusunu duydu. İlk defa gözlerini bu kadar yakından gördü.
Eskiden kendine kızardı. Keşke annem ölmeden önce yüzünü ezberleseydim diye. Şimdi sanki her an onu alıcaklarmış gibi beynine kazıdı annesinin yüzünü.
"Ben önce çok özür dilerim. Aniden çıktım karşına hiç psikolojini düşünmedim." dedi ve elleri ile oynamaya başladı Ahu. Berk ise sadece dinledi. "Kazayı yaptığımda orda kafamdan kanlar akarken düşündüğüm tek şey sendin." dedi ve yutkundu. "O adamın elinde kalman o psikopatın elinden seni kurtarmaktı tek düşündüğüm. Ama yapamadım. Ölücem sanmışlar beni. Ama belki de sırf bunun için dayandım." dediğinde dudağını büktü. "13 yıl. Dile kolay." dedi ve Berk'e döndü. "Uyandığımda zaten ihtiyacın kalmamıştı babandan kurtarmama." dedi ve önüne döndü. "Bir ay daha yattım hastanede zar zor. Kimsem yok. Arayamadım kimseyi. Ama onlar aramışlar. İlk babanı aramışlar. Kenan Yağızoğlu." dedi ve gözünden süzülen yaşı sildi işaret parmağı ile.
"Soyadı yetiyor tabi insanı titretmeye." dedi Ahu. Berk derin bir nefes verdi.
Kapının arkasından onları dinleyen Cemre'nin ise bu cümleyi duyar duymaz aklına Berk'in dün akşam kurduğu cümle geldi.
"Acı benim soyadım onu da babamdan aldım zaten."
Ahu sözüne devam etti.
"Dün akşam çok korktum seni yine uzaklaştırır benden diye. Ama olmamış şükürler olsun." dediğinde Berk başını salladı.
"Artık o küçük çocuk değilim." dediğinde Ahu başını iki yana salladı.
"Hâlâ o küçük çocuksun." dedi. "Çünkü." yutkundu. "Sevgi görmeyen hiç bir çocuk büyüyemez."
Berk başını salladı. Ahu şaşırdı bu kadar sakin olmasına.
"Oğlum." dedi ona dönerken. "Sana sarılabilir miyim?"
Berk Ahu'ya döndü. Gözleri dolarken başını salladı. Ahu Berk'e sarılırken Berk'te doladı kollarını annesine. Birbirlerinin kokusunu içine çektiler. Kayıp 18 yılı telafi edemezlerdi belki ama bundan sonraki yıllarını beraber geçirebilirlerdi.
Cemre camdan baktığında gülümsedi. Kocaman gülümsedi ve gözlerinden yaşlar aktı. Uzun zaman sonra mutluluktan ağladı.
Kenan Berklerin yerini öğrendiği an oraya geldi. Ahu ve Berk'i sarılırken gördüğünde taştan kalbi orda sızladı. Ne yaptığını yeni anladı. Gözlerinden yaşlar süzülürken koskoca Kenan Yağızoğlu ağzını dahi açamadı.
Beni affet bu gece, sadece bil istedim
Karanlığın içinde, seni sevmek istedim
Berk annesinin omzunda ağlarken Kenan ile göz göze geldi. Her zaman dimdik duran o adamın yıkıldığını gördü.
Annesinden zar zor ayrılırken yine zar zor ayağa kalktı. Kenan'ın yanına yürüdü.
"Noldu bu kez kazanamadın mı Kenan Yağızoğlu?" dediğinde gözlerinden yaşlar süzülüyordu. "Ulan sen bana 5 yaşımdan beri onca şey yapmana rağmen sevdim seni ben be." diye bağırdı. "Sen her hata yaptığımda yüzüme yüzüme bana çekmemişsin derken ben üzüldüm." dedi ve babasına bir adım daha yaklaştı. "Daha çok gurur duymam gerekiyormuş. Hani bana bir şeyleri mahvettiğimde derdin ya. Kaybettin bitti diye. Ben hiç kaybetmedim baba." dedi titreyen sesi ile. Daha çok bağırdı ve gözlerinden yaşların süzülmesine izin verdi. "Sadece sen kazandığını sandın."
Kenan gözlerindeki yaşları sildi. "Özür dilerim oğlum." dediğinde Berk ağlarken gülmeye başladı.
"Özür mü diliyorsun?" gülmeyi bırakıp gözlerindeki yaşları sildi.
"Affet demiyorum." dedi Kenan. "Ama bir gün affet."
Beni affet bu gece, sadece duy istedim
Ellerini elimde, biraz tutmak istedim
"Ben buraya Cemre'yi almaya geldim." dedi Kenan gözlerindeki yaşları silerek. Cemre kapının ardından bunu duydu ve telefonunu eline aldı. Kapıyı açtı.
Berk konuştu. "Seninle hiç bir yere gelmiyor kimse." dediğinde Cemre kapıdan Berk' seslendi.
"Berk." Berk Cemre'ye döndü. "Ben gidiyim. Annem merak etmiştir. Sorun yok." dediğinde annesi umrunda bile değildi. Sadece Ahu ile Berk biraz zaman geçirsin istiyordu. İlk defa Berk'i kendisi bile iyileştiremezmiş gibi hissetmişti.
"Ben bırakırdım seni." dedi Berk ona yaklaşan Cemre'ye.
"Sen annen ile kal Berk." dedi Cemre elini Berk'in omzuna koyarken. "İhtiyacın olursa araman yeterli." dediğinde Kenan'ın arabasına bindi. Kenan'da arabaya bindiğinde araba gözden kayboldu.
Berk ise arkalarından bakakaldı.
Kar eriyince, beyaz kalır mı gece
Umut tükenince, yine çarpar mı bir kalp
Cemre sessizliği bozdu.
"Neden yaptın?"
Kenan gözü yoldayken konuştu.
"Yaşadığını bilirse umut dolardı. Umudu kırılmasın istedim. Onun yerine acısını çekip kalbinin taş olması daha iyi olurdu onun için." dediğinde Cemre güldü.
"O daha çocuktu. Çocukların kalbi taş tutamaz." dediğinde gözünden yine bir yaş düştü. "Berk annesini öldü bilirken bile onunla ilgili hayaller kuruyordu. Hayallerinin hepsinde kavuşuyorlardı. Onda hâlâ bir umut vardı. Çocuklar için hep umut vardır. Siz ne kadar öldürmeye çalışsanız da." dedi ve Kenan'a baktı. Kenan ona bakmamasına rağmen içindeki nefreti hissetti. "Berk bunları bana 5 yaşında denize bakarken anlatıyordu. Şimdi 24 yaşında denize annesiyle birlikte bakıyor. Ve o hâlâ 5 yaşındaki gibi umut dolu." dediğinde gülümseyerek önüne döndü ve kafasını arkaya yasladı.
Ah düşünce, gülümser mi çocuklar
Düşler bitince, başlamaz mı kabuslar
Cemre'nin evinin önünde durdu araba. Cemre Kenan'a döndü. Kenan beklemediği bir şekilde konuştu.
"Babam böyle yetiştirdi beni. Duygusuzca." dediğinde Cemre yutkundu. "Birini sevdim. Derya'yı. Hamileydi. Emir vermiş aldırttı beni onun yanından. Evleniceksin dedi. Olmayacağını söyleyemedim. Evlendim. Her şey yolundaydı ama mutlu değildim. Sonra Ahu kaza yaptı. O gün ben babama dönüştüm. Olmaktan korktuğum kişiye. Ve anladım ki insan ne yapıyorsa yalnız kalmamak için yapıyor." dedi ve Cemre'ye döndü. "Berk'ten başka kimsem yoktu ve onunda acımasız olması gerekiyordu." dediğinde Cemre buz kesti.
"Ama-"
Cemre Kenan'ın sözünü kesti.
"Ama Berk asla senin gibi olmadı. O yüzden 6 yıl önce kaçırdın onu burdan. Eğer olsaydı sana değil annesine cephe alırdı değil mi?" dediğinde Kenan başını salladı. "Çok pişmanım Cemre." dediğinde ağladı.
Cemre ona bakarken içinde bir şeyler sızladı. Babası gittikten sonra ona baba olan ama kendi oğluna baba olamayan o adama bakarken içi sızladı. Ama arkasına bakmadan indi arabadan.
Sen unutsan, ben unutmam
Ben unutsam, aşk unutmaz
Bir yara bu, hiç kapanmaz
Kalbimde hep kanar, yanar içimde
Ayla kızının eve döndüğünü görünce oturduğu koltuktan kalktı heyecanla. Cemre Ceren'in odasına girdi ve Ceren'e baktı. Sonra ordan çıkıp merdivenlere yöneldi. Tam o sırada annesi seslendi ona.
"Cemre."
Cemre'nin sabrı tükenmiş gibi arkasını döndü ve ağlamaya başladı. "Sen sen iğrenç bir annesin." dediğinde Ayla kaşlarını çattı.
"Ne saçmalıyorsun?" dediğinde Cemre merdivenlerden koşarak indi.
"Sen beni gördün ya. Acı içinde kıvranışlarımı her gün günden güne ölüşümü gördün." dedi ve gözlerindeki yaşı sildi. "Berk'e içimdeki öfke büyürken onun suçu yokken sen sadece izledin."
Ayla Cemre'nin omuzlarından tuttu.
"Cemre kolay mı sanıyorsun bunu söylemek? Sana söylesem Kenan'ı yok saymış olacaktım." dediğinde Cemre gözlerindeki yaşları sildi ve kendini geriye çekti. Ayla'nın kolları iki yana düştü.
"Sende beni yok saymayı seçtin." dedi Cemre gözlerinden yaşlar süzülürken. "Yok olmamı izledin."
Beni affet bu gece, beni affet bu gece
Beni affet bu gece, beni affet bu gece
Beni affet bu gece, beni affet bu gece
"Cemre yaptığın bencillik." diyen Ayla'ya baktı Cemre.
"Sizin yaptığınız ne anne?" dedi ve yutkundu yüzünü buruşturarak. "Biz birbirimize ulaşmak için çabalarken önümüze koyduğunuz engeller bencillik değilde ne? Kaybolan 6 yıl ne?" dediğinde Ayla bağırdı.
"Yeter. O adam bize ne kadar destek oldu? Senin baban seni terk ederken o adam senin yanındaydı."
Cemre kaşlarını çatarak başını salladı.
"Hayır ya." dedi ellerini saçlarına geçirirken. "Beni babamdan vurucak kadar mı onu aklamaya çalışıyorsun?"
Ayla söylediklerinin farkına yeni varmış gibi Cemre'ye yaklaştı. "Özür dilerim Cemre." dediğinde Cemre işaret parmağını sallayarak bağırdı.
"Siz her şeyi berbat edip dünyamızı bizim üzerimize yıkıp bizden özür dileyemezsiniz. Sizi affetmemizi bekleyemezsiniz. Buna hakkınız yok." dediğinde hızla yukarı çıktı. Odasının kapısını kilitledi. Eli bavuluna gitti. Ama Ceren'in aşağıdan gelen ağlama sesleri kendini hatırlatmak ister gibiydi. Bavulu odanın ortasına fırlatırken kızdı.
Her şeye kızdı. Annesine kızdı ilk. Sonra babasına. En çok kendine. Bu evden gidemiyor oluşuna.
Her bir şeye kızışında odadaki eşyaları yere fırlattı. En son yere çöktü. Derin derin nefesler alırken göğsünü tuttu. Sessiz sessiz ağlamaya devam etti.
Kar eriyince, beyaz kalır mı gece
Umut tükenince, yine çarpar mı bir kalp
Ah düşünce, gülümser mi çocuklar
Düşler bitince, başlamaz mı kabuslar
Ayla Ceren'i uyuttuktan sonra defalarca Kenan'ı aradı. Ama hiç birine bir cevap alamadı. Derin bir nefes verirken başını ellerinin arasına aldı.
Sen unutsan, ben unutmam
Ben unutsam, aşk unutmaz
Bir yara bu, hiç kapanmaz
Kalbimde hep kanar, yanar içimde
Kenan evinin bodrum katındaki ceza odasına girdi. Kapıyı kendi üzerine kilitledi. Gözleri küçük pencereden süzülen ışığa bakarken Berk'in sözleri yankılandı aklında.
Ben hiç kaybetmedim baba. Sadece sen kazandığını sandın.
"Kaybettin Kenan Yağızoğlu." diye bağırdı boş odada. Sonra yer yatağına oturdu.
"Artık yapayalnızsın. Tüm bu yalnızlıkla verdiğin savaşa karşı yenildin." dedi sesi git gide kısılırken.
Sonra duvardaki Berk'in yazısına ilişti gözü. Onu okudu fısıldayarak.
"Korkmak Yok!"
Beni affet bu gece (Beni affet bu gece)
Beni affet bu gece (Beni affet bu gece)
Beni affet bu gece (Bırak beni, ben gideyim)
Beni affet bu gece (Hadi vur aşkı, ben öleyim)
Beni affet bu gece (Son bir kere)
Beni affet bu gece (Son bir kere, ellerimi ellerinde)
Beni affet bu gece (Görmeliyim gözlerinde, avuçlarında kalbimin kırıkları)
Beni affet bu gece (Yüzümde paramparça bir acı)
Beni affet bu gece (Ama son bir kere, son bir kere)
Beni affet bu gece (Görmelisin gözlerimi)
Beni affet bu gece (Duymalısın sözlerimi)
Beni affet bu gece
Beni affet bu gece
Beni affet bu gece (Ellerimi ellerinde)
Beni affet bu gece (Görmeliyim gözlerinde)
Son bir kere (Kanar, yanar içimde)
Devam Edecek...
Bölüm Şarkıları;
Eskitilmiş Yaz- Uyursam Geçer Mi?
Cem Adrian- Beni Affet Bu Gece
Yorumlar
Yorum Gönder