bu fırtına da geçer. (8)

Yazar'dan

"Sen benim seçimimsin." sözle böyle anlatılır aşk. Ama farklı hissettirir. "Yıldızlarla parlama fısatım olsa bile seninle bir fırtınanın ortasında yağmurda oturmayı seçerim."

Zümra Berk'in yanına sahneye çıktığında Cemre yüzüne yayılan sinirden kaynaklı gülümseme ile sahneyi izliyordu. 

"Şimdi öncelikle bu fotoğrafların en temel duygusunu yani sevgiyi, aşkı..." dedi ve Berk'e baktı Zümra. Berk bundan rahatsız olsa da sahnede sahte bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. "Pekiştirmek için önce dans şarkımızı alalım. Sonra da sergimizi gezinebilirsiniz." dediğinde arkada çalmaya başlayan aşk şarkısıyla sahneden indiler. 

Berk Cemre'yi dansa kaldırmakta tereddüt etse de sonra denemekten zarar gelmeyeceğini düşünerek Cemre'ye ilerliyordu ki göğsüne konulan Zümra'nın eli ile duraksadı.

Cemre'nin gözleri Zümra'nın eline kayarken çenesini sinirle sıktı.


Ne vakit seni düşünürsem
Bi' gemi batıyor gözlerinin yeşil denizinde
Denizinde


"Bu geceki jestinden sonra seninle dans etmek isterim." dedi Zümra ona gülümseyerek.

Berk gülümsedi ve elini onun beline koydu. "Jest yapmadım aslında. Küçük bir sürpriz diyelim." dediğinde Zümra ellerinin onun omzuna yerleştirdi ve dans etmeye başladılar. 

Cemre'nin yüzüne şokla karışık bir ifade yerleşirken içinde bir şeyler kırıldı.

---

“Böyle sessiz bir geceye ne yakışır biliyor musun?” dedi Cemre hafif bir tebessümle.  

Berk arkasına döndü. “Bir fincan daha kahve mi?” diye sordu alayla.  

“Hayır” dedi Cemre elini uzatarak. “Bir dans.”  

Berk şaşırmıştı ama hiç tereddüt etmeden elini tuttu. “Müzik yok ama" diye mırıldandı.  

Cemre başını iki yana salladı. “Müziğe ihtiyacımız yok Berk. Yıldızlar bizim ritmimizi verir.”  

Berk gülümsedi ve onu yavaşça kendine çekti. Ayakları neredeyse fark edilmeden hareket ederken yıldızların soğuk ışığı üzerlerine düşüyordu. Cemre’nin saçları rüzgarda hafifçe savruluyor Berk’in gözleri onun her hareketini takip ediyordu.  

“Biliyor musun?” dedi Berk, sesi fısıltı kadar yumuşaktı. “Seninle her dans ettiğimde dünya sanki biraz daha güzel oluyor.”  

Cemre başını kaldırıp onun gözlerine baktı. “Ve ben her adımda kendimi daha güvende hissediyorum.”  

Berk onu yavaşça döndürdü ardından tekrar kollarının arasına aldı. “Bu gece yıldızlar şahit olsun." dedi hafifçe gülümseyerek. “Sana hep böyle eşlik edeceğim.”  

Cemre kahkaha atarak “Bunu unutma." dedi. “Adımlarımız bazen karışsa da dansımız hep devam edecek.”  

---

Cemre'nin yüzüne hayal kırıklığı dolu bir gülümseme yerleşti. Gözleri sadece Berk ve Zümra'nın üzerindeydi.


İstanbul koca bi' şehir ve
Kayboluyorum arada ben anılarımızın izinde
Ben izinde


Yanında dikilen Ayaz bunu fark etmiş olmalı ki ona biraz daha yaklaşıp sordu.

"Dans etmek ister misin?" 

Cemre ona döndü ve gülümsedi. Başını iki yana sallarken orada dans eden Zümra ve Berk'e baktı. Birbirleri ile konuşup gülüyorlardı.


Bil ki dayanamam
Of, dayanamam
Gönlüne birini alsan
Kollarını ona sarsan
Dayanamam


Berk Zümra'yı etrafında döndürürken Cemre gözünden süzülen yaşı fark eder etmez sildi.


Ne vakit seni düşünürsem
Cereyanlar kesiliyor bir filmin en sevdiğim yerinde
Yerinde


Berk gülerek Zümra'yı kendine doğru çektiğinde Cemre'nin bakışları ile karşılaştı ve yüzü düştü. Cemre hemen kaçırdı acı dolu bakışlarını.


Dün geçtim sokağından
Hem aradı gözlerim hem de kaçırdım gözlerimi
Rastlarım diye


Yanlarına gelen karı kocaya bakan Bora Ayaz'ı dürtükleyerek sordu. "Bunlar kim?"

"Zümra'nın anne babasıymış." dedi Beliz memnuniyetsiz yüz ifadesiyle. Bora onun yüz ifadesiyle alay etmeden yapamadı.

"Noldu ufaklık? Kime sıkıldı canın yine? Açmışsın katil civciv bakışları modunu." dediğinde Lema ona gülerken Beliz ters bakışlarını Zümra ve Berk'in üzerine yerleştirdi.

"Şu kız sürekli Berk'in etrafında. Bir de bakışlara bak içine düşücek gibi." dediğinde Cemre konuştu.

"Berk'te mutsuz değil Beliz hakkını yeme." 


Bil ki dayanamam
Of, dayanamam


"Berk sadece nazik Cemre." diyen Beliz'in sözüne güldü Bora. Beliz kaşlarını çattı ve sordu. "Ne gülüyorsun?" 

"Berk mi nazik? Hatırlat arada mutsuz olduğumda da buna güliyim." diyen Bora'ys gözlerini devirdi Beliz. 

Şarkının bitmesiyle yanlarına gelen Zümra ve Berk kadın ve adamın karşısında durdu.

"Berk." dedi ve anne babasını gösterdi Zümra. "Annem ve babam." dedi ve anne babasına döndü. "Berk." dediğinde Berk kadın ile tokalaşırken Cemre'nin bakışları yine onları buldu. Çok mutlu gözüküyorlardı ve sergideki herkes onların arasında bir aşk olduğunu konuşmaya başlamıştı bile.

"O meşhur Berk sensin anlaşılan." dedi kadın Berk'e bakarak.

"E meşhurumdur tabi." diyen Berk gülümsedi. 

Cemre'nin gözünden bir damla yaş daha süzüldü.


Gönlüne birini alsan
Kollarını ona sarsan
Dayanamam


Beliz daha fazla dayanamayıp kadın ve adamla konuşan Berk'in yanına gitti ve konuşmalarını kesti.

"Sözünüzü balla kesiyorum kusura bakmayın ama Berk çok acil konuşmamız lazım." dediğinde yüzüne yalandan bir endişe yerleştirdi.

Bora gülerek konuştu. "Korkulur valla bu kızdan oyunculuğa bak." 

"Kork zaten." dedi Lema sırıtarak.

"O ne demek?"

"Bilmem." 

Beliz Berk'i kenara çekiştirirken Zümra anne ve babasına sergiyi gezdirmeye başladı.

"Noldu?" dedi Berk Beliz'e merakla.

"Asıl sana noluyo? Zümrayla bu samimiyet ne?" diyen Beliz ciddiyetinden hiç ödün vermiyordu.

"He." dedi Berk gülerek. Sonra da Beliz'in omzuna elini atarak konuştu. "Sen beni kıskandın." 

"Kıskanmadım Berk. Ama o kızla yan yana olman hiç hoşuma gitmiyor haberin olsun." 

Berk gülerek konuştu. "Senin hangi kızla yan yana olmam hoşuna gitti ki zaten?" dediğinde Beliz güldü.

"Bir kişi var ama." dedi ve imayla Berk'e baktı. Berk ona göz kırparken o kaşıyla Ayaz ile konuşan Cemre'yi işaret etti.

Berk Cemre'ye dönerken konuştu.

"Gördüğün gibi yanında başkası var." diyip sinirle nefes verdi.

"Hiç kusura bakma hak ediyorsun. Hatta ne yapsa sana müstahak. Kızın önünde dans ettin üstüne Zümra'nın anne babasıyla konuştun. Sahnedeki aşkla ilgili konuşmayı saymıyorum bile." dedi ve ciddiyetini bozarak imayla devam etti. "Hem hani sen Cemre'nin kimle ne yaptığı umrumda değildi?" dediğinde Berk o tarafa döndü ve sıkıntıyla nefes verdi.

Kenan ve Ayla'yı gören Berk hızla onların yanına giderken Beliz şaşkınlıkla ardından baktı. "Haber verseydin keşke." diye söylenirken masaya geçti.

"Hoşgeldiniz." dedi Berk gülümseyerek.

"Hoşbulduk Berkcim." dedi Ayla aynı şekilde.

"Cemreyle konuştun mu?" diyen Kenan'a başını iki yana salladı.

"Baba ben konuşamam böyle bir konuyu onunla." dediğinde Ayla'nın yüzü düştü. Ama Berk'e anlayışla başını salladı. 

"Tamam oğlum sağol." diyen Kenan Berk'in omzuna koydu elini. Berk gülümserken içi hiç rahat değildi.

Berk sergilerdeki fotoğraflarını kendini yücelterek Çağrı ve Ege'ye gösterirken Kenan Cemre'nin yanına gitti.

"Cemre."

Cemre Kenan'a döndü ve gülümsedi. "Hoşgeldiniz."

"Konuşabilir miyiz?"

Cemre merakla gülümsedi ve başını salladı. Kenan'ın peşinden gitti.

"Cemre annenle iletişim kurmanı istiyorum çünkü-" Cemre başını iki yana sallayarak Kenan'ın sözünü kesti.

"Çünkü o beni terketti ama ben hiç bir şey yokmuş gibi onunla konuşmalı mıyım? Neden peki?"

Kenan'ın nefes nefese gözleri dolu bir şekilde kurduğu cümleyle sesi titremeden edemedi.

"Çünkü ölüyor Cemre." 

Cemre'nin gözleri dolarken Kenan'ın dolu gözleriyle buluştu.


Beni affet bu gece
Sadece bil istedim


Cemre'nin gözünden bir damla yaş süzülürken yutkundu. Kapıda onları duyan Berk'e döndü. Kenan hızla içeri girerken Berk Cemre'nin yanına geldi. 

"Cemre." dedi onu kendine getirmek istercesine.

Ama Cemre ilerdeki kaldırımlara bakarak hiç tepki vermeden ağlıyordu.

Karşısına geçti ve gözlerine baktı.


Karanlığın içinde
Seni sevmek istedim


Kollarına koydu ellerini. "Cemre bir şey söyle." Cemre onun gözlerine baktı gözünden süzülen yaşlarla. Ağlarken zar zor konuştu.

"Berk." sonra Berk'in ceketinin yakasına ellerini koydu. Sanki düşmek üzereymişte Berk'e tutunuyormuş gibi. Başını onun göğsüne yaslarken sesi boğuk çıkıyordu. "Benim annem ölüyor Berk." 


Beni affet bu gece
Sadece duy istedim


Berk titreyen elleriyle Cemre'nin saçlarını okşadı. "Annem." dedi Cemre ağzından bir hıçkırık kaçarken. "Ölüyor." 

Berk'in de gözünden süzülen bir yaş yanaklarıyla buluştu.


Ellerini elimde
Biraz tutmak istedim


Cemre'nin titreyerek ağlamaları ve Berk'in gözünden süzülen yaşlar ile sokakta sessizlik hakimken içerde kutlamalar yapılıyordu. Herkes kendi dünyasının içinde kaybolmuştu. Aynı mekan ama kapının ayırdığı iki farklı evren.


Kar eriyince
Beyaz kalır mı gece?


Cemre Berk'in yüzüne kaldırdı yüzünü. Berk'in ilk yaptığı şey yanağındaki yaşları silmekti. 

"Sen nasıl kabullendin?" dedi Cemre sesindeki çaresizlikle. "Annensiz bir hayatı?" 

Berk gözlerini kapatırken içindeki göle bir taş daha atıldı. 


Umut tükenince
Yine çarpar mı bir kalp?


Berk gülümsedi acı ile. "Kabullenmedim." dedi ve yutkundu. "Sadece bana bıraktıklarına tutundum." 

Cemre gözlerini kapattı. Berk cümlesine "Alıştım." diye eklerken başını tekrar onun göğsüne koydu.


Ah, düşünce
Gülümser mi çocuklar?


Bora merakla kapıyı açtığında peşinden gelen Beliz'de onları görür görmez ikisi de donakaldı.

Bora korkak adımlarını onlara doğru atarken Beliz kapıyı kapattı.

"Noluyor?" dedi Bora korkarak.

Cemre boğuk çıkan sesiyle konuştu kafasını Berk'in göğsünden kaldırmadan.

"Annem ölüyor benim." 


Düşler bitince
Başlamaz mı kâbuslar?


Cemre başını Berk'in göğsünden kaldırırken ceketinin yakasındaki ellerini de gevşetti ve Bora'ya yöneldi.

"Benim annem ölüyor Bora." diye bağırdı Cemre. Gözlerinden süzülen yaşlarla. Sesi boş sokakta yankılandı. "Ben onunla en son iki yıl önce zaman geçirdim. En son iki yıl önce kokusunu duydum." dedi ve saçlarını geriye attı. 

Bora'ya yaklaştı. "Ölüyor şimdi."


Sen unutsan ben unutmam
Ben unutsam aşk unutmaz


Beliz gözlerini sıkıca kapatırken gözünde annesinin öldüğü gün canlandı. Ağzından derin bir nefes verdi.


Bir yara bu, hiç kapanmaz
Kalbimde hep kanar, yanar içimde


Cemre'yi sırtından tutup kendine çeken Bora ona sıkıca sarıldı. "Topla kendini." diye fısıldadı. "Hâlâ yaşıyor." dediğinde Cemre derin bir nefes aldı. 

Beliz onlara doğru bir adım atarken Cemre ve Bora ayrıldı.

Beliz gülümsedi. Gözündeki yaşları gizlemek istedi ama gördüler. 

"Hâlâ yaşıyorken git zaman geçir. Sonra bir daha kokusunu duyamıyorsun. Ona sarılamıyorsun. Al konuş diyorlar bir toprağa konuşuyorsun." dedi ve gözündeki yaşları avcunun içiyle sildi. "Hâlâ konuşabiliyorsan en çok onunla konuş hatta." 

Berk Beliz'e yüzündeki buruk gülümseme ile baktı.


Kar eriyince
Beyaz kalır mı gece?
Umut tükenince
Yine çarpar mı bir kalp?

Cemre gözlerindeki yaşları sildi. Derin bir nefes alıp verdi. Yine o güçlü duruşunu takındı ve onları ardında bırakarak salona girdi. 

İlk gözlerinin buluştuğu kişi Ayla'ydı. Gözlerini babasından almıştı Cemre. Ama annesi onun gözlerinde kendi ruhunu görmüştü. 

Cemre ona küçük bir gülümseme ile bakarken Ayla şaşkınlık dolu bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.


Ah, düşünce
Gülümser mi çocuklar?
Düşler bitince
Başlamaz mı kâbuslar?


Cemre emin adımları ile Ayla'nın yanına gidip aniden ona sarıldığında Ayla'nın gözünden o akşamki ilk yaşı aktı.


Beni affet bu gece
Beni affet bu gece 
Beni affet bu gece 


Serginin sonuna geldiklerinde Zümra sahneye çıktı ve konuştu.

"Buraya gelen herkese çok teşekkür ederim. Hepinize iyi geceler." 

Kapının önüne çıkan Bora Ayla'nın yanında dikilen Cemre'ye yaklaştı.

"Gidelim mi?" dediğinde Cemre tereddütle gözlerini ona çevirdi ve konuştu.

"Bora ben bu akşam Kenan Amcalarda kalacağım." dediğinde Bora başını anlayışla sallarken Cemre Kenan'a döndü. "Sizin için de uygunsa tabi."

Kenan güldü. "O ne demek Cemre. Başımızın üstünde yerin var." 

Ali, Beliz ve Berk bu sohbeti dinlerken Beliz sırıtarak Berk'i dürtüklüyordu. Berk ise ona durmasını söylüyor ve kıpraşıp duruyorlardı.

"Bi durun be! Götünüzde kurt mu var?" diyen Ali'nin sesiyle ona ters ters baktılar ve durdular.

Bora gülümserken konuştu. "İyi geceler o zaman." dediğinde Beliz kendini tutamayarak cevap verdi.

"Rüyanda beni görürsen sakın sende gelme." dediğinde Berk gülerek ona döndü.

"Ben sarhoşken bu kadar saçma cümle kurmuyorum." dedi. Ali ona gülerken Bora Beliz'e cevap verdi.

"Rüyamda seni görürsem korkudan geri uyuyamam." dediğinde Beliz ona gülerken konuştu.

"Sevimsiz seni." 

"Sana da iyi geceler Beliz." diyen Bora arkasını dönüp arabasına bindi. 

"Net salaksın." diyen Berk Beliz'e gülüyordu. 

Beliz sırıttı ve kaşıyla Cemre'yi gösterdi. "Ben görcem bu akşam asıl salağı." dediğinde tartışmalarını durduran Kenan'ın sesiydi.

"Berk senin arabayla mı geliyorsunuz?" 

Berk başını sallarken arabaya yöneldi. Ali ve Beliz'de peşinden gidip arabaya bindiler.

Eve geldiklerinde Ceren çizgi film izliyordu. Bakıcısı Ayla'ya neler yedirdiğini anlatırken Cemre direkt olarak Ceren'in yanına oturdu ve gülümsedi. Ona dönen Ceren onun gülümsemesine karşılık verirken kıkırdadı.

Onları izleyen Beliz gülümseyerek konuştu ve yanlarına gitti.

"Oyy bizim evde böyle bir şey varmıış!" dediğinde Ceren'in yanaklarını sıktırdı. 

Ceren ağlamaya başlarken Berk konuştu. 

"O çocuğun gözünde sevimli peri değil kötü cadısın artık." dediğinde Cemre Ceren'e parmakları ile oyunlar yaparak onu güldürdü. 

Ceren'in bakıcısı giderken Ayla yukarı çıktı. Kenan ise çoktan çalışma odasına kapanmıştı. 

Ali tekli kanepeye otururken Berk'te yanındaki tekli kanepeye geçti.

Ali gülümseyerek başını Ceren'e eğerken konuştu. "Ee ne izliyoruz prenses?" dediğinde Ceren kıkırdadı ve televizyonu gösterdi. 

"Ooo çok güzelmiiş." diyen Ali başını televizyona çevirdi sonra da Ceren'e. 

Berk gülerken konuştu. "Konuşası gelince konuşuyor sadece." dediğinde Beliz ona göz devirerek güldü.

"Ne yani sadece benle konuşası geliyor mu diyorsun?" dediğinde Berk sırıtarak cevap verdi.

"Ee benimde böyle bir abim olsa bende bi onla konuşurdum. Çocukta biliyor tabi." dediğinde Cemre ağzının kenarıyla ona güldü. 

"Yürüyen bir egosun." dedi Beliz gülerken.

Berk onu umursamazken Cemre'ye döndü ve konuştu.

"Bu arada ben burada yatıyorum sen benim odaya çıkarsın." 

Cemre başını iki yana salladı. "Hiç gerek yok böyle bir şeye. Olmaz yani." dediğinde Berk işaret parmağını sallayıp ciddi bir ifadeyle konuştu.

"İtiraz kabul etmiyoruz. Kenan Yağızoğlu'nun emridir." dediğinde Cemre gülümsedi ve başını salladı.

"Tamam."

Ali ayağa kalkarken konuştu. "O zaman iyi geceler hepinize." dediğinde Beliz'de kalktı ve Cemre'ye döndü.

"Odayı gösteriyim diyeceğim ama biliyorsun sanırım." 

Cemre başını sallarken ayağa kalktı. "Annemin odasına götürsen bizi yeter." dediğinde Beliz başını salladı. 

Cemre kucağına Ceren'i alarak onun peşinden gitti ve kapıyı tıklattı.

Beliz ona fısıldarken gülümsedi. "Tatlı rüyalar." 

"Sanada." 

İçerden gelen "Gel." sesiyle içeri girdi Cemre. 

"Aaa benim kızlarım mı gelmiş?" dedi Ayla yüzündeki mutluluk dolu gülümsemeyle.

"Evet biziizz." diyen Cemre Ceren ile birlikte yatağa oturdu. "Küçük prenses uyumalı artık diye düşündüm getiriyim dedim." derken ayağa kalktı. 

"Teşekkür ederiz ablası." diyen Ayla gülümseyerek onun yanına geldi.

"Seni çok seviyorum anne." diyen Cemre dolmaya başlayan gözlerini Ayla'dan gizlemek için hemen ona sarıldı. 

Bu hareketleri Ayla'yı şaşırtsada halinden memnun bir şekilde sarıldı ona.

"Bende seni Cemre'm. Çok özür dilerim." dediğinde Cemre gözlerini sildi ve ondan ayrıldı. Gülümseyerek konuştu.

"Önemi yok. Bitti geçti." diyen Cemre'nin yanağını öptü Ayla. 

"O zaman iyi geceler prenses." diyen Cemre Ceren'in yanağını okşadı.

Ceren ona gülerek el sallarken konuştu. "İyi geceler." dedi tam çıkaramadığı harflerle. 

Cemre odadan çıkıp Berk'in odasına yöneldi. Kapıyı açtığında içini garip bir his kapladı. Duvardaki metal tel panoda Çağrı,Ege ve Berk'in fotoğrafları hâlâ yerli yerindeydi. Bunların arasına Ali ve Beliz ile çekindikleri fotoğraflar da eklenmişti. 

Buruk bir gülümseme yerleşti yüzüne. Yatağın üzerine oturduğunda komidinin üzerinde bir boşluk hissetti. Beraber okulda çekindikleri fotoğraf vardı burada normalde. 

Gözleri çalışma masasının üzerindeki çerçeveyle buluştuğunda ayağa kalktı ve kırılmış çerçevenin içindeki fotoğraflarına bakıp gülümsedi. Ve fısıldadı.

"Belki de hep böyleydik. Dışardan mutlu ama içerden paramparça." 

Pijamalarını giyip yatağa girdiğinde ona getirilen yastığı başının altına koydu. Yorgandaki Berk'in kokusunu duyar duymaz gözlerini kapattı ve uyumaya başladı.

Berk elindeki yastık ve battaniyeyi koltuğa bırakırken kendine baktı garip bir şekilde.

"Lan pijamalarımı almayı unuttum ya." dedi Berk keyifsizce.

Beliz merdivenlerden onu izlerken gülerek hızla indi. 

"Net salaksın." dediğinde Berk kendi haline gülmeden edemedi. 

"E çıkta al hadi." dedi Beliz sırıtarak. "İşine gelir." 

"Of Beliz gece gece kafa ütüleme." diyerek merdivenlerden çıkan Berk'in arkasından gülen Beliz mutfağa gidip kendine su aldı.

Berk odasının kapısını yavaşça açarken hemen girip kapattı. Sessiz sessiz pijamalarını aldıktan sonra aynı sessizlikle çıktı ve lavaboda pijamalarını giydi. Tam aşağıya inecekti ki odada bu kez de telefonunu unuttuğunu hatırladı ve yavaşça tekrar odaya girdi. 

Çalışma masasının üzerine bıraktığı telefonu alacağı sırada Cemre'ye takıldı gözü. 

Yastığa dağılmış saçları ve uyurken huzurla dolan yüzü. Tereddütle yatağa otururken titreyen elleriyle Cemre'nin saçlarını okşadı. Normalde korkak biri değildi. Aksine cesurdu. Ama söz konusu Cemre olunca eli ayağı birbirine giriyordu. 

Tam elini Cemre'nin saçlarından çekmiş geri çekiyordu ki Cemre'nin eli onun elini tuttu. Şok içinde eline bakarken Cemre'ye çevirdi gözlerini.

Hafif aralık gözleriyle konuştu Cemre.

“Berk…” Cemre’nin sesi fısıltı kadar hafifti.

Berk donmuş bir halde Cemre’ye baktı. “Uyandırdım mı?” diye sordu.

Cemreyavaşça başını iki yana salladı. “Hayır,” dedi ve elini biraz daha sıkılaştırdı.

Berk, boğazındaki düğümü çözmek ister gibi yutkundu. “Telefonumu unutmuşum…” Cümlesini tamamlayamadı, gözlerini yere indirdi.  

Cemre bir an duraksadı, sonra alçak bir sesle, “Beni mi izliyordun?” diye sordu sesi hem şaka hem de ciddiyet barındırıyordu.  

Berk’in dudaklarının köşesi hafifçe yukarı kıvrıldı. “Sadece… iyi olduğunu bilmek istiyorum." dedi usulca.  "Neyse iyi geceler." dedi.

"Gitme." dedi Cemre elini bırakmazken.

"Nasıl?" 

"Yanımda yat." dedi Cemre elini gevşetirken. "Tabi istersen."

Berk derin bir nefes aldı ve yavaşça yatağın boş tarafına uzandı. Cemre aralarında kalan mesafeyi azaltarak başını hafifçe Berk’in omzuna yasladı.  

“Böyle daha iyi.” dedi Cemre, gözleri yavaşça kapanırken.  

Berk yüzündeki gülümsemeyle gözlerini kapattı.

Sabah kahvaltıyı hazırlayan Beliz koşarak Cemre'yi uyandırmaya Berk'in odasına gitmişti ki Berk'in de orda yattığını görerek şok oldu.

"Oha!" dediğinde yavaşça gözlerini açan Berk yatakta oturur pozisyona geçti ve bir gözü kısıkken konuştu.

"Noluyo kızım ya sabah sabah?" 

"Bilmem noluyo?" diyen Beliz sırıtarak göz kırptı ona.

Berk oflarken yavaşça yataktan kalktı. 

"Hadi boş yapma şekerim kahvaltı yap." diyerek aynanın karşısına geçti.

"Kahvaltı hazır bu arada." diyen Beliz sesindeki imayla merdivenlere yöneldi.

Berk aynaya bakarken saçlarını eliyle düzeltirken mırıldandı. "Sabahlar olmasın..." 

Kahvaltı masasında sessizlik hakimken Ayla aniden konuştu.

"Eee gençler bugün napıyorsunuz?" 

Cemre başını kaldırıp konuştu. "Ben senleyim." dediğinde Beliz gülerek konuştu. 

"Bende sizinleyim." dedi ve gülümseyerek Ayla'ya döndü. "Hem fal bakıyormuşsunuz siz." dedi ve heyecanla ellerini çırptı. "Bayılırım." 

"Şirket nolucak?" diyen Kenan'a döndü Berk. Sıkıntılı bir nefes verdi.

"Bora ordadır." dediğinde Cemre başını iki yana salladı.

"Bora bugün buraya gelicek." 

Berk gülerken Beliz'e döndü. "Beraber fal mı baktıracak sizinle?" dediğinde Beliz gülerken ona göz devirdi. 

Ayla gülümseyerek konuştu. "E siz de kalın çocuklar." dedi ve Kenan'a döndü. "Bir günlük sen idare edemez misin?" dediğinde Kenan gülümsedi.

"Hadi idare edelim bari." dediğinde masadan kalktı. Ali ve Berk'e gülümseyerek baktı. "Size de iyi kahve keyifleri." dedi ve gülerek paltosunu giyip gitti.

Ayla onun arkasından gülerken fısıldadı Ali ve Berk'e doğru. "Size böyle diyor ama geçen akşam onun da falına baktım." 

Berk gülerken merakla sordu.

"Ne çıktı?" 

"Kısmeti açılıyor." dediğinde masada bir kahkaha tufanı koptu.

Kapının çalması ile Berk ayağa kalktı ve gülümseyerek konuştu. "Ultra sevimli Bora geldi çok mutluyum." diyerek kapıyı açtığında içeri giren Bora'nın elinde bir buket beyaz gül vardı.

Berk ona doğru alayla konuştu. "Hayırdır hayırlı bir iş için geldin herhalde." diyip Beliz'e kimsenin farketmediği kaçamak bir bakış attı.

"Sabah sabah keyfin yerinde." diyen Bora içeri girdi. 

Ayla Bora'yı görünce ayağa kalktı. "Hoşgeldin oğlum." 

"Hoşbuldum." diyen Bora elindeki buketi Ayla'ya uzattı. "Bu sizin için." 

Cemre gülümseyerek onları izlerken Ayla buketi eline aldı ve gülümsedi.

"Teşekkür ederim." dediğinde ekledi. "Kahvaltı yapmış mıydın?" 

"Yaptım teşekkür ederim." dedi Bora.

"O zaman masayı toplayıp kahveleri hazılayalım." diyen Ayla ile hepsi birlikte masayı topladılar. 

Berk Ali'yi dürtükledi. "Senin falına da baksın bi. Bakalım kısmetin açılıyor mu?" dediğinde Ali sırıttı.

"Seninki epey açılmış anlaşılan." diyerek göz kırptı. Berk kaşlarını çatatken sordu.

"Ne?" 

"Beliz anlattı. Sabah sizi görmüş." 

"Ya sabır." diyen Berk kendini koktuğa bırakırken yukardan gelen ağlama sesiyle duraksadı.

"Ben baktım!" diyerek merdivenlere koştu.

Aylaların odasına girer girmez beşikte ağlayan Ceren'i kucağına aldı ve sallamaya başladı.

"Günaydın prensesim." dediğinde Ceren susmuştu. Berk onun yüzüne bakarak konuştu. "Biraz geç kaldın kahvaltı için ama olsun." diyerek aşağı indiklerinde Beliz onları görür görmez yanlarına koştu. 

"Ya bu bebek uyanmış mı?" derken Ceren'in yüzüne doğru tatlı bir yüz ifadesiyle yaklaştı. Ancak Ceren bu hareketle ağlamaya başladı.

Ali oturduğu yerden gülerken Beliz'e doğru konuştu. "Senden gerçekten korkuyor." dedi.

Bora ise bu fırsatı değerlendirerek Beliz'e laf yetiştirdi. "Sen bi korku filmine başrol olarak girmeyi düşün bence." dediğinde Beliz ona sahte bir gülüşle cevap verdi.

"Hahaha! Galiba sende komedi filmine falan gireceksin. Bu esprilerin buralarda harcanmamalı." dedikten sonra mutfağa Ayla ve Cemre'nin yanına gitti.

Bora gülerek önüne dönerken konuştu. "Espri yapmamıştım." 

Ali ona gülmeden edemezken Berk Ceren'in çizgi filmini açtı ve önüne kahvaltısını getirdi. 

Kahvelerini yudumlarlarken Ayla konuştu.

''Hepiniz fal baktırıyorsunuz değil mi?''

Beliz kimsenin cevap vermesine izin vermeden öne atıldı. ''Evet evet!!'' dediğinde Berk gülerek ona doğru konuştu.

"Kısmette çıkacak kişiler var diyosun?" 

Beliz öfkeyle başını iki yana salladı. "Kariyerimi merak ediyorum." dediğinde Ayla onların konuşmasını böldü.

"Kapatın fincanları o zaman. Hepinize bi bakalım."

Beliz hızla kahvesini kafasına dikerken yüzünü buruşturup fincanı kapattı. 

"İyice kafayı yedi." dedi Berk ona ters ters bakarken.

"Kafayı içti." dedi Ali sırıtarak. Berk yüzünü buruşturup Ali'nin omzuna elini koydu.

"Valla bi daha olmasın." 

Ali ona sırıtırken Ayla Beliz'in fincanının altını kontrol etti ve soğuduğunu görüp açtı.

Beliz Ali ve Berk'e dönüm kızgın bir yüz ifadesiyle konuştu.

"Susun artık!" 

"Başlıyoruz." diyen Berk sırıtarak Beliz'e baktı. Beliz heyecanla Ayla'ya döndü.

"Apaydınlık bir yol var burda." dedi Ayla ve gülümseyerek Beliz'e baktı. "Aynı yüzün gibi."
dedi ve ekledi. ''Kalbinde biri var.'' dedi Ayla gözünü kısarken. ''Doğru mu?'' Beliz gülümseyerek başını salladı. ''Çok zor biri ama olumlu şeyler gözüküyor..'' dediğinde Beliz gülümseyerek konuştu.

''Teşekkür ederim Ayla Abla.''

''Şimdi sıra sende Bora.'' diyen Ayla Bora'nın fincanını açtı.

Bora yüzünü buruşturarak konuştu. "Bana hiç gerek yok inanmam da zaten." dediğinde Cemre ona döndü ve gülerek konuştu.

"Hayır bakıcaz." dediğinde Berk ona katıldı alayla.

"Bakalım senin kısmetin nası" dedikten sonra Beliz'e döndü ve fısıldadı. "Zor adam."

Beliz ona sert bir şekilde vururken yüzü gülümsüyordu. Yanlarındaki Ali bıkkınlıkla konuştu.

"Artık bi rahat durun yahu." 

Berk ağzını fermuarla kapatıyormuş gibi yaparken Beliz istifini bozmadı.

"Sen kendini çok kapatmışsın Bora ya." diyen Ayla fincanı inceledi. Bora umursamaz bir şekilde görünse dinliyordu.

Ayla Bora’ya aldırış etmeden devam etti. "Birinin sana ulaşmaya çalıştığını hissediyorum ama sen kendini duvarların arkasına saklıyorsun." dedi ve Bora’nın gözlerine baktı. "Biraz düşün duvarları neden örüyorsun?"

O sırada Beliz hafifçe kıpırdandı bakışları istemsizce Bora’ya kaydı. Berk Beliz’in halini fark edip sırıttı ve sessizce yanına eğildi. 

"Duvarı yıkan biri olursa şaşırmam." diye fısıldadı Beliz’e. Beliz Berk’i dirseğiyle dürttü ama yüzündeki hafif kızarıklığı gizleyemedi. 

Ayla Bora’nın fincanını kenara koyarken bir şey daha ekledi. "Ama merak etme sonunda bir aydınlık var. O taşlı yol seni doğru yere götürecek." 

Alya Ali'ye dönerken fincanını aldı. "Pek meraklı gözükmüyorsun ama ısrar ediyorum." diyerek fincanı aldı ve incelemeye başladı. "Ali sen tutulmuşsun." dediğinde Berk alayla konuştu.

"Sırtı dimi? O şirkette o sandalyeden bir dakika kalkmıyor adam ya. Kasım kasım kasılıyor." dediğinde Ali ona aldırmadı.

"İşler yormuş seni anlaşılan." dedi ve gözlerini geri fincana çevirdi Ayla. "Ama yakında bir seyahat görüyorum." dediğinde Ali gülerek konuştu.

"Umarım iş seyahati değildir." dediğinde salondaki herkes güldü. 

"Ve biri sana yardım edecek."

"Allah Allah kim ki?" diyen Ali düşünürken Berk kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Kesin benimdir. Ali’ye katlanacak sabrı sadece ben gösteriyorum!"  

Ayla Berk'in fincanını eline alırken konuştu. "Hadi bakalım." dediğinde Berk sırıtarak konuştu.

"Neyse halim çıksın falim!" 

Ayla Berk’in fincanını eline alıp dikkatlice baktı. "Hmm… senin kahve telven bile yerinde duramıyor tıpkı senin gibi." diye mırıldandı. 

Berk hemen atıldı. "Hareket berekettir derler."

Ayla Berk’in yüzündeki sırıtışı görmezden gelerek fincanı biraz daha inceledi. "Senin hayatında sürekli bir hareket var bu doğru. Ama bu aralar kafan karışık özellikle de bir konuda." 

Berk kaşlarını kaldırıp konuştu. "Neymiş o konu? Aşk mı iş mi?" 

Ali bu kez dayanamadı. "Kafanın karışık olmasının sebebi üç adım ötesini düşünememen olabilir mi acaba?" 

"Biz devam edelim Ayla Ablacım." diyen Berk merakla Ayla'ya baktı.

"Aşk. Kafan aşk konusunda çok karışık. Ama kısa zamanda geçiyor bu karışıklık." dediğinde Berk'in gözleri direkt Cemre'ye kayarken Cemre'nin bakışları ile birleşti bakışları.

"Ama şimdiden hareketlilik başlamış bile." diyen Ayla gülümseyerek masaya bıraktı fincanı. 

Cemre'nin fincanını açtı ve yutkundu. Fincanı incelerken konuştu. "Burda bir tünel var. Çok karanlık. Uzun süren bir tünel." dediğinde Cemre ile göz göze geldi.

"Zor bir dönemden mi geçiyorum?" diye sordu Cemre.

"Evet. Ama bu tünelin sonunda sana uzanan eller var. Seni bu karanlıktan çıkaracaklar. Hatta biri var ki seni bu hayata bağlayan o." dedi ve gülümseyerek gözlerinin içine baktı. "Sonrası da aydınlık." dediğinde Cemre yutkunurken gülümsedi. 

Beliz heyecanla sordu. "Ayla Abla senin falına kim bakacak?" 

Ayla gülümseyerek cevap verirken ayağa kalktı. "Benim falıma yıldızlar bakar." dediğinde merdivenlere yöneldi. Yukarı çıkarken Cemre gözlerini sıkıntıyla yere eğdi. 

"Noldu?" diye soran Beliz'e döndü.

"Ben o karanlık dönemi çok iyi biliyorum ve hiç girmek istemiyorum." dediğinde salonda bir sessizlik oluştu. Sadece Ceren'in kıkırtıları ve çizgi filminin sesi duyulurken Ali bozdu bu sessizliği.

"Hadi herkes geçmişte istediği bir şeyi söylesin. Sanki o olsaymış hayatı çok farklı olurmuş gibi." dediğinde Berk ona göz devirdi.

"Nerden de buluyo arkadaş." dediğinde Ali sırıttı ve konuştu.

"Ben başlıyorum." dedi ve yutkundu. "Konsere gitmesi için Vefa'yı ikna etmemek isterdim." dediğinde Cemre'nin gözleri ile buluştu gözleri. Garip bir gerginlik oluştu. Ali bu gerginliği bozmak isterken Beliz'e döndü ve konuştu.

"Sende sıra." dediğinde Beliz yutkundu. Yüzünde garip bir gülümseme oluşurken gözleri buğulandı. 

Bu hâli Bora'nın dikkatini çekti. Çünkü Beliz'in hiç güçsüz yanını görmemişti. Hep onun şakacı mutlu ve gıcık bir kız olduğunu görmüştü. 

"Babam annemi sevsin çok isterdim." dediğinde bu söz Bora'nın içinde bir yerlere dokundu. "Belki her şey bambaşka olurdu." diyen Beliz'e baktı. Gözleri dolmaya başlarken dolmalarını engellemek için yukarı baktı. Aklında kendinin babasına kurduğu cümleler yankılandı.

"Neden annemi sevmedin baba?"

"Annem senin için hep ikinci seçenek değil mi? Türkiye'deki ailenle mutlu olsaydın annem seçeneklerinin arasında bile olmazdı dimi!" 

Bora Beliz'e bakarken Beliz gözündeki bir damla yaşı sildi ve gülümsedi. 

"Amaan hadi Berk sende." diyerek Berk'i dürtükledi.

Berk gözlerini Cemre'ye dikti. "Sözümü tutmak isterdim." dediğinde Cemre'nin dudaklarına küçük bir tebessüm yerleşirken Berk gözlerini kaçırdı. 

Sıra Bora'ya gelmişti. Bora Beliz ile aynı şeyi söylemek istemediği için konuştu. "O gün yani Berk'i asansöre kilitlediğim gün." dedi ve yutkundu. "Kilitlemeden önce klostrofobisi olduğunu bilmek isterdim." dediğinde gözlerindeki pişmanlık çok netti. 

Berk sırıttı. "Başka bi plan uygulardın dimi lan?" dediğinde Bora ona gülmeden edemedi. 

Cemre derin bir nefes alırken konuştu. "Konser gecesini silmek isterdim." dediğinde yutkundu. "Bir şey olsun konser iptal olsun isterdim." dediğinde gözleri doldu. "Vefa yaşasın isterdim." dediğinde bu kez salonda uçsuz bucaksız bir sessizlik oluştu. 

Ta ki yukardan gelen sese kadar. Yukardan büyük bir gürültü duyulurken Cemre kaşlarını çattı ve telaşla ayağa kalktı. "Noluyor?" dedi titreyen sesiyle ve koşarak merdivenlere yöneldi. 

Bora Ceren'in yanında kalırken diğerleri de Cemre'yle beraber yukarı çıktı. 

Cemre Ayla'nın odasının kapısını açar açmaz Ayla'nın yere yayılan bedenini gördü.

"Anne!" diye bir bağırış koptu ağzından.


Bir söz bitişi gibi
Son buldu sevişler


Onun yanında dizlerinin üzerine çöktü. Ayla'nın yüzünü kendine çevirirken burnundan akan kanı gördü. Gözünden yaşlar süzülürken fısıldadı. "Hayır." 


Bir yaz güneşi gibi eritir hep
Bu terkedilişler


Beliz ve Ali kapıda kalakalırken Berk Cemre'nin arkasında dikiliyordu. Bir kaç adım atarak Ayla'ya doğru eğildi ve nabzına bakmak için elini boynuna koydu. Yüzü buz keserken Cemre ona döndü.

"Berk yaşıyor dimi?" dedi gözünden süzülen yaşlarla. Gözüne yerleşen umutla Berk gözlerini sıkıca kapadı ve başını iki yana salladı.

"Hayır!" diye bağıran Cemre annesinin saçlarını okşadı. "Gidemezsin ki. Gidemezsin." 


Bir an duruşu gibi
Ömrün gidişi gibi


Beliz ellerini yüzüne kapatırken ağlamaya başladı. Cemre başını annesinin göğsüne koydu.

"Gitme anne. Daha Ceren büyümedi. Kim bakıcak ona?" dedi ve yutkundu. "Hem daha bende büyümedim." dedi gözlerini kapatırken. "Gitme."


Veda ederken aşk ateşi gibi
Söner iç çekişler


Bora yukardaki sesleri duyarken Ceren'in duymasını engellemeye ve onu eğlendirmeye çalışıyordu. Açılan kapı ile oraya döndü. Kenan telaşla sordu.

"Noluyor?" 

Bora yukarıyı gösterdiğinde koşarak yukarı çıktı. Kapıda dikilen Ali ve Beliz'i kenara çektiğinde o manzarayla karşılaştı. Gözlerini kırpıştırırken başını iki yana salladı.


Aman aman, yandım amman
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler
Kaldı aklımızda


Ali'ye döndü. "Ambulans.." dedi sözünü devam ettiremedi.

"Aradım." dediğinde Berk'e döndü. "Berk nabzına baktı baba." dedi cesaretsizce. 

Kenan Berk'e döndü. Berk başını iki yana sallayınca gözünden bir damla yaş süzüldü.


Aman aman, acı yüzler
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler
Kaldı aklımızda


Cemre annesinin yüzünü okşarken gözlerini kapattı. "Gitme." dedi sessizce. Gelen ambulans sesi ile ayağa kalktı. "Gitme anne!" 

Hemşireler Ayla'nın nabzını ölçtükten sonra aşağıdan gelen ekip elinde ceset torbasıyla geldi.

Cemre'nin kaşları çatıldı. "Napıyorsunuz? Napıyorsunuz siz?" diye bağırdı. Kendini önlerine siper etti.

"Annem gitmiyecek!" dediğinde Berk onu tuttu ve kendine çekti. "Berk bir şey yap! Gitmesin annem." dediğinde Berk'in gözünden bir damla yaş süzülürken onu daha sıkı tuttu.


Aman aman, acı yüzler
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler
Kaldı aklımızda


Ekipler ceset torbasıyla giderken Cemre'nin kesik kesik ağlama sesleri kaldı evde. Cemre o karanlık tünele bugün girmişti.

her masalın başlangıcıydı aslında upuzun hayatımızın kısacık özeti. bir varmış bir yokmuş.


DEVAM EDECEK...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaçmaya çalıştığın cehennemi taşıyorsun içinde.

2.Bölüm: Küçük Çatlaklar

iyileşmiyor susmayı öğreniyor yara.