içimdeki vitrin devrildi.(3)

Yazar'dan

Berk Cemre'ye gözlerini dikmiş bakmaya devam ederken Bora Berk'in bakışlarını farketti. Cemre'ye eğilerek sordu.

"Bu ego balonuyla ne alakan var?" 

Cemre duyduğu tabirle gülmeden edemedi. "Ego balonu mu?" dedi sırıtarak.

"Öyle valla. Şu egosu yüzünden nerde karşılaşsak kavga ediyoruz." dediğinde Cemre başını salladı. Bora onu dürtüklerken sordu.

"Ne alakan var?" dediğinde Cemre Berk'e döndü. Bakışları birleşti.

"Artık alakam yok." dediğinde Kenan ona seslendi. Kenan'a döndü.

"Cemre hoşgeldin kızım. Çok sevindim seni uzun zaman sonra gördüğüme." dedi ve ona kollarını açtı. Cemre gülümsedi. Ve Kenan'a sarıldı. 

"Bende Kenan Amca." dediğinde ayrıldılar. Kenan Ali'ye kaş göz yaparken Ali Cemre'ye bakmadan başını salladı.

"Hoşgeldin." dedi soğuk bir sesle.

Cemre ona baktı ancak bakışına karşılık alamadı. "Hoşbuldum." dedi aynı soğuklukla.

"E hadi masaya geçelim." diyen Kenan eliyle masayı işaret etti. 

Masanın uç kısımlarına Kenan ve Haluk otururken bir kenarına Ali, Beliz ve Berk. Onların karşısına ise Bora ve Cemre oturmuştu. Berk ve Cemre neredeyse karşı karşıyaydı. 

Toplantı Ali, Haluk ve Kenan arasında devam ederken diğerleri toplantıdan tamamen kopuktu. Bora yüzünde alaycı bir ifadeyle sandalyesine yaslanmış Berk'e bakıyordu. Cemre ise onların arasındaki gerginliği sezmiş bir şekilde masaya bakıyordu. Gergince. Beliz'de farksızdı. Bora ve Berk'in her karşılaştıklarında bir sürtüşme yaşadığını biliyor her an için tetikte bekliyordu. 

Kenan bu durumu fark ederek Bora'ya döndü ve konuştu.

"Bora sen ne düşünüyorsun bu konuda?" 

Bora sandalyesinden doğrulmadan rahat bir şekilde sordu. "Hangi konuda?" 

"Sen nerdesin Bora?" diye soran Ali'nin sesi gergindi. 

Bora derin bir nefes verdi ve konuştu. "Dalmışım." dediğinde karşıdan Berk'in gülme sesini duydu. Ona gözlerini çevirdiğinde Berk ağzını kapattı ve yine gülerek konuştu. 

"Pardon." dediğinde Bora'nın çenesi kasılırken alayla gülümsedi ve kaşlarını kaldırdı.

"Sana soralım o zaman Berk." dediğinde herkesin dikkati Berk'in üzerindeydi. Berk müthiş bir rahatlıkla konuştu.

"Babam ne derse o." dediğinde Bora güldü. Ama Berk'ten farklı olarak gülmesini gizlemedi. Arkasına yaslı bir şekilde elinde kalemi çevirirken gayet rahat bir şekilde yine konuştu.

"Her zamanki Berk. Babasının gölgesinde." diyerek güldü alayla.

"Ne diyosun?" diyen Berk'in kaşları çatılmıştı. 

Bora sandalyesinde doğruldu ve dik duruşunu takındı. 

"Diyorum ki. Hâlâ babanın gölgesinden çıkamıyorsun değil mi?" dedi ve kaşlarını kaldırıp zevkle konuşmaya devam etti. "Hangi projede asıl işi sen yapıyorsun ki?" dediğinde Berk'in çenesi kasılırken gözleri Cemre ile göz göze geldi. Cemre ona düşman gibi bakıyordu. Dünki kız neredeydi? 

Hemen kendini toplayarak Bora'ya döndü. Güldü. 

"Komik olan ne?" dedi Bora sırıtarak. 

Haluk ve Kenan olanlara alışkın olduklarından arkalarına yaslanmış onları izliyorlardı. 

Berk gülümseyerek Bora'ya baktı ve konuştu. "Komik olan şu ki, babanın adı geçmese sen burda olmazdın. O yüzden önce aynaya bak Bora." dediğinde Bora'nın yumruk şeklini alan elini gören Beliz hızla araya girdi. 

"Bir toplantıyı daha sizin kavganız yüzünüzden bitireceğiz sanırım. Biriniz susun artık!" dediğinde Berk gülümsedi ve konuştu. 

"Bora susmuştu zaten Beliz." dedi Bora'nın yüzüne gülerek bakarken. Bora ayağa kalkacak gibi oldu ancak Cemre kolundan sıkıca tuttu. Bakışları birleştiğinde Bora çatık kaşlarıyla ona bakarken o da kaşları çatık bir şekilde ona bakıyordu. Cemre başını iki yana salladı gözlerinden gözlerini çekmeden. Bora kolunu ondan çekerken önüne döndü. Cemre sinirli ifadesi ile Berk'e döndü ve konuştu.

"Berk yeter!" dedi. Berk onun sesini duyunca bir an duraksadı. Gözlerinde bir şeyler değişmiş gibi oldu ama anında bastırdı bu duygusallığı. Cemre'nin gözlerindeki düşmanlığa odaklandı. 

Gözleri buluştuğunda masadaki herkes gerildi. Büyük bir sessizlik oluştu. Sessizliği Berk bozdu. Meydan okurcasına konuştu.

"Sen de Bora gibi beni küçümseyen tarafta mısın Cemre?" gözlerini Cemre'den çekmeden sözünü devam ettirdi. "Belki de hâlâ eskiden kalan bir öfken var." dedi. 

Cemre tam cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki Ali'nin sert sesi duyuldu.

"Kendinize gelin bu toplantı hepimiz için önemli." Gözleri Bora ve Cemre'nin üzerinde gezindi. "Kişisel meselelerinizi halledemiyorsanız burda konuşmayı bırakın!" 

Cemre araladığı dudaklarını geri kapatırken sert bakışları Ali ile birleşti. Ali'de ona hiç yumuşak bakmıyordu. 

Kenan başını sallarken konuştu. "İş konuşuyoruz çocuklar. Kendi meselelerinizi sonra çözersiniz." dediğinde Bora ve Cemre bir tutulma ile aynı anda fısıldadı.

"Yok kalsın." 

Berk onlara sinirle bakarken derin bir nefes verdi ve boynunu esnetmek ister gibi başını iki yana yatırıp kaldırdı. 

Haluk ortamın gerginliği ile derin bir nefes verdi ve konuştu. "O zaman bir ara verelim geri toplanırız." dediğinde Kenan ile yukarıdaki çalışma odasına çıktılar. Gençler masada kalırken sessizliği bozan Beliz'di. 

"Kahve isteyen." dediğinde masadan ses çıkmadı. O da mutfağa gitti. Cemre etrafa bakındı. Berk ve Ali ile aynı ortamda oldukça daha da geriliyordu. Dolmaya başlayan gözlerini herkesten gizledi. Ve hızla ayağa kalktı. Arkasından seslenen Bora'yı takmadı bile.

"Cemre!" 

Kapının çarpılma sesi salonda yankılandı. Cemre başını yukarıya doğru kaldırırken gözlerindeki yaşları geri gönderdi. Kollarını önünde bağladı ve yağmaya başlayan yağmurla saçlarını geriye doğru attı. Derin derin nefesler aldı. 

Arkasından açılan kapıyı umursamadı. Yağmurun sesini dinledi. Kolundan çekildiği anda elin sahibine döndü. Berk'in sinirli gözleri ile göz göze geldi. 

"Noldu neden o tarafa geçtin bir anda?" dediğinde Cemre acıyan kolu ile yüzünü buruşturdu. 

"Ben zaten hep o taraftaydım." dedi ve kolunu çekmeye çalıştı. Ama Berk'in eli çok sıkıydı. "Kolumu bırak." diye bağırdığında farketti bunu. Afallayarak kolunu bıraktı. 

"Hep o tarafta mıydın?" dedi Berk kaşlarını çatmış direkt Cemre'nin gözlerine bakarken. "Yoksa babanın parası mı boyadı gözünü?" Cemre elini ona tokat atmak için kaldırdı ki Berk onun kolunu yakaladı sertçe. Cemre kolunu çekerken konuştu.

"Sen değil miydin babanın bir şansa ihtiyacı var diyen?" dedi sorgulayıcı bakışları ile. Duruşu Berk'in duruşuna göre kendinden emin ve güçlüydü. 

"O adama bile bir şans verdiysen neden hâlâ bana düşman gibi bakıyorsun Cemre! Ben sadece seni korumaya çalıştım." dedi sesini yükseltirken. 

"Korumaya mı çalıştın?" dedi Cemre'de bağırırken. Yağmur şiddetini arttırmıştı. Saçları sırılsıklam olmuştu. 

Berk gözleri dolarken konuştu. "Evet. Seni korumaya çalıştım. Ama işler kontrolümden çıktı." 

"Beni polise teslim ederek mi korudun? Ya da umut verip orada iki yıl bekletirken mi?" dediğinde Berk gözlerini yere dikti. Ağlamaya başlamıştı. Konuşurken bu da sesinden anlaşılıyordu. 

"Gelemedim." dedi. "Gelemedim çünkü Ali'yi kaybetmek istemedim." 


Yolunа çıkmаsа mıydım?
Beni tаnımаsа mıydın?


Cemre kaşlarını kaldırdı. Düşmanca bakışları yine Berk ile birleşti. Berk onun bu bakışlarına dayanamıyordu. 


Keşke orаdа ölseydim
Şimdi böyle bаkmаzdın


Oluşan sessizlikle yağmur sesini duydular sadece. İkisinin de gözyaşlarını gizledi yağmur. Berk en son onun düşman bakışlarına karşılık ona bir adım attı. Neredeyse burun burunalardı. "Cemre bana böyle bakma." dedi fısıldayarak. "Herkesle ve her şeyle savaşabilirim." Gözlerini birleştirdi. "Ama senle asla. Affet beni." 


Dönebilsem o ilk güne
Yine gelsek göz göze


Cemre bir adım geri gitti. 

"Seni affedemedim ben Berk." sesi titredi. Yutkundu ve gözlerini kapattı. Sonra tekrar birleştirdi gözlerini. "O geceyi.. Hazal'ı..Vefa'yı... Yaptığın hiçbir şeyi unutamadım ama yine de..." sesi titredi. "Seni sevdim." 


Öleceğimi bilseydim
Sаnа öyle bаkmаzdım


"Bende seni sevdim." dedi Berk. "Ama babamı ve Ali'yi nasıl karşıma alabilirdim." dediğinde Cemre gülümsedi.

"Bora çok haklı biliyor musun? Sen babanın gölgesinde yaşıyorsun. Cesaret edip çıksan belki de bir şeyler yapabilirsin ama..." dedi ve yutkundu. "Yapabilseydin şuan bu durumda olmazdık. Sen beni sattım Berk." gözleri birleşti. "Suçlu olduğum için değil. Her şeyi kontrol etmek istediğin için." 

"Ama sen o geceyi bırakıp benimle kaçmayı kabul ettin neden?" dedi Berk konser gecesi aklına gelirken.


Yаpаbilirim sаnmıştım
Ve sen bаnа inаnmıştın


"Çünkü seni seviyordum." dedi Cemre. 

"Hala seviyorsun!" dedi Berk yalvarır gibi ama sinirli bir sesle. "Niye şimdi affedemiyorsun?" 

Cemre başını salladı ve konuştu. "Sevgi her şey demek değil Berk. Güven olmadığında sevgi bir yüke dönüşür. Ve sen benim yüküm oldun. Seni sevdikçe kendimi kaybettim." dedi cesurca. 


Kаlmаlıydım kendimle
En bаşındаn yаnlıştım


"O geceyi düzeltmek ve her şeyi düzeltmek için her şeyi yapardım. Ama bu artık bizim geçmişimiz ve geçmişimizi değiştiremem." dedi ve titreyen elini Cemre'nin yanağına götürdü. Gözünden yaşlar süzülüyordu. 

Cemre bir adım daha uzaklaşarak Berk'in elinin boşlukta kalmasını sağladı. 


Şimdi ben en büyük hаtаnım
Tаnıdığın o аdаmdаn fаrklıyım


"Geçmişimiz benim zindanım oldu Berk. Ve o anahtar sadece senin elindeydi. Ama sen hiç kullanmadın." sonra Berk'in yüzüne baktı. Canını acıtmak ister gibi. "Korkaksın çünkü." dedi. 

Berk sinirinin ve canının acımasının sonuna gelmiş gibi bağırdı. "Korkaktım evet!" dedi ve Cemre'ye yaklaştı yine nefesini yüzüne vura vura konuştu. "Ama sende katildin. Vefa'yı sen ittin Cemre!" 

Cemre şok ile ağzını aralarken sessizlik oluştu. Cemre'nin yüzü acı ile buruştu.


Beni hаtırlаyıp üzülsen de
Her nefesinde аklındаyım


"O gece çatıdayken o kadar yalnızdım ki. Vefa'nın yüzüne bakıp ne yapacağımı bilemedim. Evet onu ittim. Ben ittim!" derken sesi yükseldi. Ağlamasını gizlemedi. Ağlayarak konuştu. "Ama beni oraya sürükleyen sendin." dedi ve Berk'i sinirle göğsünden ittirerek bağırdı. "Eğer o gece dürüst olsaydın hiç birimiz burada olmazdık!" 

Berk geriye bir adım giderken gözlerini kapattı. Gözünden süzülen yaşlar arttı.


Şimdi ben en büyük hаtаnım
Tаnıdığın o аdаmdаn fаrklıyım


Berk acı ile Cemre'nin ayaklarına doğru eğildi ve küçük bir çocuk gibi bacaklarına sarıldı. Sesi boğuk çıktı. "Özür dilerim. Yüzlerce kez. Binlerce kez. Ama seni kaybetmek istemiyorum Cemre. Seni seviyorum. Yeter ki bana bugünki gibi düşmanca değil geçmişteki gibi bak." 


Kаrşımа çıkıp ne dersen de
Öldürsen bile beni rаzıyım


Cemre acı ile gülümsedi. "Sevgin bana yükten başka bir şey değil Berk. İhtiyacım da yok. Artık bu yükü taşımak istemiyorum." 

Berk bunu hazmedemedi. Hızla ayağa kalktı ve Cemre'nin omuzlarından tutarak göz göze gelmelerini sağladı. 

"Beni bırakma Cemre. Birbirimizi seviyoruz. Bunu inkar edemezsin." dedi. 

Cemre başını salladı. Yüzünde sebebini bilmediği bir gülümseme vardı. Gözlerinden yaşlar sessizce süzülmeye devam ederken sadece gülümsedi. 


Elimden tutsаn düşmezdim
Sаnа çocuk gibi küsmezdim


"İçerde bana dedin ya. Geçmişten kalan bir öfken var diye." dedi ve bakışlarını birleştirdi. "Bitti Berk. Sana olan öfkemde hislerim de burda bitti." Sonra Berk'in kollarında olan ellerinden hızla kendini geri çekti ve Berk'e yaklaştı. İşaret parmağını onun göğsüne iki üç kez dokundururken konuştu. "Kendine bir iyilik yap Berk. Geçmişte kal ve beni de orda bırak." dediğinde yanından hızla geçip eve girdi. 

Berk dizlerinin üzerine çökerken başını yağan yağmura doğru kaldırdı. 


Amа yаnındаn gitmezdim
Sаnа yetememişim ne yаzık


Cemre içeri girdiğinde herkes şok içinde ona bakıyordu. Dışarıdaki bağırışmaları duymuşlardı anlaşılan.

Cemre nefes nefese Haluk ve Kenan'a baktı. "Toplantı bittiyse gidebilir miyiz?" dediğinde ıslak saçlarından yaşlar damlıyordu. 

Bora hızla onun yanına geldi ve ona sarıldı. 

Dışarıdan giren Berk orada sarılan Bora ve Cemre'ye baktı. Cemre ile göz göze geldiler ama ilk Cemre kaçırdı gözlerini. 


Bilsen gitmezdin
Bаnа düşmаn gibi gülmezdin


Haluk Kenan'a dönüp elini uzattı ve tokalaştılar. "Biz gidelim artık. Yarın bunları yürülüğe geçiririz." dedi ve aceleyle kapıya yöneldi. 

Cemre ve Bora'da onun peşinden giderken Berk arkalarından bakakaldı.


Dаhа neler diyesim vаr sаnа
Diyememişim ne yаzık


Ali elini destek vermek istercesine Berk'in omzuna koyarken Berk omzunu ileri hareket ettirerek çekildi. 

Yukarıya çıktı ağır adımlarla. Odasına gelince komidinin üzerindeki çerçeveyi aldı ve buruk bir şekilde gülümsedi. 


Yаpаbilirim sаnmıştım
Ve sen bаnа inаnmıştın


Cemre eve geldiklerinde ne Bora'yla ne Halukla konuştu. Hızla odasına girdi ve odasının kapısının arkasına çöktü. Cemre'nin kapısında kalan Bora ise kapının diğer yanına yaslandı. Cemre onun kardeşiydi. Ne kadar kızgın olsa da babasına Cemre'nin bir suçu olmadığını anlamıştı. Ve bu hayatın ona çok acımasız davrandığını.


Kаlmаlıydım kendimle
En bаşındаn yаnlıştım


Cemre gözlerini silerken fısıldadı. "Sen benim kahramanımdın. Babamın bıraktığı boşluktun." dediğinde gözünde canlanan anı ile başını dizlerine yasladı ve gözlerini kapattı.

14 Yıl Önce (6 Yaşındalar)

 Güneşli bir yaz günü 6 yaşındaki Cemre, beyaz bir elbise içinde, sokakta elinde tuttuğu rengârenk uçurtmayı uçurmaya çalışıyordu.  Berk ise kısa şortuyla onun hemen arkasında koştuyor, elinde babasının ona aldığı oyuncak kılıç vardı.

Cemre kıkırdayarak konuştu. "Berk, dikkat et, ipi karıştıracaksın!"

Berk kılıcını kuma saplayarak konuştu."Bırak ipi, ben seni koruyorum! Korsanlar gelirse seni kurtaracak birine ihtiyacın olacak."

Cemre kaşlarını kaldırdı şaşkınlıkla "Korsanlar mı? Onlar bizi bulamaz ki."

Berk ciddi bir şekilde "Ama seni hep korurum. Hep senin yanındayım, Cemre!"

Cemre aniden durdu ve Berk’e döndü. Küçük yüzü ciddileşti.

" Hep mi?"

Berk başını salladı büyük bir ciddiyetle" Hep. Sonsuza kadar."

Cemre gülümsedi "Tamam o zaman, sen benim kahramanım ol!"

Berk, oyuncak kılıcını havaya kaldırdı ve komik bir poz verdi.

"Ben Berk! Cemre’nin kahramanı!"

Cemre kahkahalar attı ve umutla gökyüzündeki uçurtmaya çevirdi gözlerini.


Cemre gözünden süzülen yaşlarla fısıldadı.

"O çocuk hâlâ burda olsaydı bize bunu yapmazdı. Ama artık ne o çocuk var ne biz." 


Şimdi ben en büyük hаtаnım
Tаnıdığın o аdаmdаn fаrklıyım


Berk yatağının yanına çökmüş bir şekilde ağlarken aklından Cemre'nin sözleri geçti.

"Bora çok haklı biliyor musun? Sen babanın gölgesinde yaşıyorsun. Cesaret edip çıksan belki de bir şeyler yapabilirsin ama..." 

. "Sevgi her şey demek değil Berk. Güven olmadığında sevgi bir yüke dönüşür. Ve sen benim yüküm oldun. Seni sevdikçe kendimi kaybettim." 

"Bitti Berk. Sana olan öfkemde hislerim de burda bitti." 

"Kendine bir iyilik yap Berk. Geçmişte kal ve beni de orda bırak." 

Gözyaşları akan gözleri bir anda öfkeyle doldu ve fısıldadı.

"Seni kaybetmek hayatımın en büyük hatasıydı. Belki de ben senin hatanım." dedi ve gözlerindeki yaşları ceketinin kollarına sildi. "Keşke bir şansım daha olsa."


Kаrşımа çıkıp ne dersen de
Öldürsen bile beni rаzıyım


O gece ikisininde aklında birbirlerine kurdukları cümleler yankılandı. Söyleyemedikleri sözler belirdi akıllarında ama sesleri çıkmadı. Gecenin sonunda herkes endişeli ve sessizdi. Bu 2 yıllık bir yüzleşmenin sessizliğiydi. Ya bir son ya da bir başlangıçtı.



DEVAM EDECEK...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaçmaya çalıştığın cehennemi taşıyorsun içinde.

2.Bölüm: Küçük Çatlaklar

iyileşmiyor susmayı öğreniyor yara.