15.Bölüm: Yara

yarayı
kapatan 
aşk
yaradan da
derin.

Yazar'dan

"Ya Berk şurdaki ışık yamuk diyorum." diyen Cemre önlerindeki ağacın ışığını işaret ediyordu. Dün akşam yıldızları izleyemeyince bu akşam izlemek için çıkmışlardı.

"Yavrum nolucak onun yamuk olması bize bir eksi artı katmıyor ki." dediğinde Cemre ona döndü.

"Katıyor gördükçe sinirlerimi bozuyor." 

"Oraya nasıl çıkayım ben?" dedi Berk yukardaki dalı gösterirken.

"Ben çıkabilirim." diyen Ali tam ağaca yönelmişti ki Berk onu montunun şapkasından tutarak geriye çekti.

"Sana noluyo lan?" dedi ve ağaca baktı. "Çıkarım ben." dedi kendinden emin bir şekilde.

Ege sırıttı ve Çağrı'ya doğru fısıldadı. "Sırf Ali'ye olan hırsından ağaçta kalacak." dediğinde Çağrı gülerek konuştu.

"Yükseklik korkusu vardı dimi?" dediğinde Ege sırıtarak başını salladı.

Berk ağaca doğru ilerledi ve kenardaki merdiveni yavaşça ağaca dayadı. Tereddütlü adımları merdivene tırmanırken arkadan Cemre'nin sesini duydu.

"Aşkım benim ya." 

Beliz sırıtarak ona döndü. "Düşmez dimi?" dediğinde Cemre güldü.

"Düşmez düşmez. Ama sanki fazla yukardaymış." 

"Lan Berk şimdi gerçekten zirvedesin işte." dedi Arap onu gaza getirmek ister gibi.

Berk hızla bir daldan tutunup ağaca çıktığında bir bacağını yukardaki dala atarak yukarıya tırmandı. Oradaki ışığı eliyle düzelttikten sonra aşağıdaki Cemre'ye döndü.

"Oldu mu aşkım?" 

Cemre kocaman gülümsedi. "Eveet." dediğinde Berk gülümserken bir anda yerden yüksekliğini farketti ve gözlerini büyütüp olduğu dala sarıldı.

"Lan çok yüksek!" dedi telaşla.

"Ee biraz." dedi Ege sırıtırken. "Ama inersin bro."

Berk başını iki yana salladı. "İnemem! Hareket bile edemem." 

Ali güldü. "Şaka yapıyorsun dimi?" dediğinde Ege sırıtırken cevap verdi. 

"Yoo. Yükseklik korkusu var." 

Ali şok içinde Berk'e dönerken konuştu. "Oğlum niye çıktın o zaman? Çıkacaktım işte." dediğinde Berk ofladı.

"İtfaiye çağırın!" 

"Biri ambulans biri itfaiye." diyen Arap bir Berk'e ve Çağrı'ya baktı ve devam etti. "Ne drama adamlarsınız." dediğinde Berk bağırdı.

"Ben ciddiyim!" 

"Tamam sakin ol." diyen Cemre bir adım ileri geldi. "Derin nefes al ver." dedi ve derin nefes almayı gösterdi.

Berk nefes alıp verirken Ali Cemre'ye doğru döndü. "Doğum mu yaptırıyorsun?" dediğinde Cemre sahte bir şekilde güldü.

"Hahahaa! Şaka makinesi misin sen?" dediğinde yukardan Berk onlara bağırdı.

"Laann! Cemre'yle konuşma atlarım bak burdan tepene!" 

"Bok atlarsın." dedi Beliz kendini tutamayıp. 

Bora bu cümleyle ona döndü. "Aa Beliz ikizine öyle şeyler söyleme. Bak ağzına acı biber sürerim." dedi işaret parmağını sallayıp kaşlarını sırıtarak çatarken.

"Ben hâlâ burdayım alooo! Bir şey yapsanıza!" 

Ali sırıttı. "Geliyim mi almaya?" dediğinde Berk yüzünü buruşturdu ama sonra korkuyla başını salladı.

"Ay bu şimdi seni yukardan itmesin." diyen Zeyno gülerek Ali'ye döndüğünde koluna bir çimdik atılmasıyla yüzünü buruşturarak o tarafa döndü. Ona çatık kaşlarıyla bakan Hazal sırıttı.

"Boş yapma şekerim." dedi ve sonra Ali'ye döndü. "Hadi çocuk ne halde görmüyor musun?"

Cemre başını salladı. "Hadi çıkmıyorsan çıkacağım." 

Ali ona güldü. "Sen çıkıp napabilirsin acaba?" dediğinde kafasına düşen sert şeyle başını yukarı çevirdi. 

Berk omuz silkti. "Uyarmıştım." dediğinde Ali derin bir nefes verirken merdivenlere doğru tırmanmaya başladı. 

"Ağacın tepesinde de kavga etmezler dimi?" diyen Lavin yukarıya merakla bakıyordu.

"Kardeş kardeş inicek-" diyen Çağrı'da kafasına inen sert şeyle yukarıdaki Berk'e baktı. "Noluyo bro ya?" 

"Bi daha kardeş sözünü duymayacağım esprisi bile kötü." dediğinde Ali güldü.

Çağrı sırıtırken yanındaki Ege gülerek Berk'e doğru kaldırdı kafasını.

"Allah söyletiyor bro. Bi bakmışız kardeş kard-" Berk'in elini ona bir şey atmak üzere kaldırmasıyla sustu. "Tamam tamam." 

Ali Berk'e doğru elini uzattığında Berk tereddütle onun eline bakarken Ali konuştu.

"Dans teklif etmiyorum niye bu kadar şaşırdın?" 

Berk yavaşça Ali'nin eline uzanırken aşağıya kayan gözleriyle gözlerini sıktı.

"Bakma aşağıya." dedi Ali ona bakarken.

Berk hâlâ gözleri kapalıyken konuştu. "Napıyım sana mı bakayım?" 

"Gözlerini açmazsan birazdan başın dönmeye başlayacak ve seni tutamayacağım." dediğinde Berk gözlerini açarken Ali sırıtıp ekledi. "Yere çakılırsın."

"Sen çakılma dikkat et." diyen Berk yukarda olduklarını unutmuş gibiydi. Sırıtırken Ali'ye göz kırptı.

"Oğlum bırakır giderim bak seni burda." dedi Ali ona bakarken.

Berk'in gözleri korkuyla açıldı. "Tamam tamam şaka yaptım." 

"Şimdi ben bir adım geri gidiyorum alt dala. Sende benim şuan ayağımı koyduğum yere basarak buraya iniyorsun." dediğinde Berk telaşla sordu.

"Ya ayağım kayarsa!" 

"Kaymaaz." dedi Ali rahat bir tavırla ve söylediği gibi alt dala doğru bir adım attı. Berk'te onun elini tutarken bir aşağıki dala indi.

"Bak oğlum sakın elimi bırakma." diyen Berk'in sesinde endişe vardı.

"Biz tuttuğumuz eli bırakmayız kolay kolay merak etme." dedi Ali bir dal daha aşağıya inerken. 

"Ali Öztürk atasözleri deyimler bölümümüze hoşgeldiniz." diyen Çağrı ona gülmelerini bekledi ancak oluşan sessizlikle etrafına bakındı. "Tamam bi daha şaka yapmıyorum size." dediğinde Devin gülümseyerek ona döndü.

"İsabet olur."

"Tamaam." dedi Ali Berk'e doğru. Merdivenlerin bir üstündeki merdivene inmişlerdi. ''Gerisini de inersin herhalde.'' diyerek Berk'in elinden çekti elini. Berk başını sallarken Ali önden merdivenlerden indi. Berk'te arkasından.

Berk Ali'nin karşısında dikilirken gülümsedi. ''Eyvallah.'' diyerek elini uzattığında Ali'nin de yüzüne bir tebessüm yerleşti. Berk ile tokalaşırken başını salladı.

''Ve mutlu kardeşlik tablosu tamamlanır.'' diyen Ege sırıtıyordu. Berk ve Ali'nin öldürücü bakışlarla ona dönmeleriyle yüzündeki sırıtma soldu. 

''Hadi sabah olucak biz yıldızları izleyene kadar.'' dedi Duru sabırsızca. 

''Bi tutturdunuz yıldız yıldız ben anlamadım gitti napacaksınız yıldızları izleyip.'' Arap'ın bıkkınlıkla kurduğu cümlenin ardından Alaz sırıtarak ona döndü. 

''Dilek dileyeceğiz yiğidim.'' dediğinde Arap'ta ona dönerken sırıttı ve göz kırparken imayla konuştu.

''Kimi dileyecen?''

''Seni.'' diyen onunla aynı şekilde göz kırptı. 

''Hoşt.'' dedi Duru Arap'a sarılırken. Alaz onlara göz devirirken çimenlerin üzerine oturdu.

Hepsi çimenlere oturmuşken Çağrı bir anda Aren'e döndü ve konuştu. ''Gitar mı çalsan?''

Aren gülümserken Bora'ya doğru döndü. ''Sanki bu yeteneğimi söylemen pek güzel olmadı.'' dediğinde Bora güldü. 

''Söyle işte kızım. Bıktım zaten cırcır böceklerinin sesinden.'' derken yanında sarılarak onlara bakan Berk ve Cemre'ye döndü ve Berk'in omzundan çekiştirirken ekledi. ''Sizde bırakın artık sarılmayı.'' dediğinde Beliz ona döndü. 

''Sanane be? Ne güzeller işte.'' dedi Berk ve Cemre'ye gülümseyerek dönerken. Berk ve Cemre Beliz'e havadan öpücükler gönderirken Bora yüzünü buruşturarak önüne döndü. 

''Şarkıyı boşverin de oyun mu oynasak?'' dedi Alaz sırıtarak doğrulurken. Çınar ona bakarken konuştu.

''Çok merak ediyorum hangi dahiyane oyun fikrinle geldiğini.'' dediğinde Devin güldü ve Alaz'a döndü. 

''Doğruluk cesaretlik dersen gülmekten ölürüm falan.'' dediğinde Alaz kaşlarını kaldırdı.

''Sırf sen ölme diye 'Ben hiç' oynayalım diyorum o zaman.'' dediğinde Devin'in yüzündeki gülümseme yüzünde asılı kalırken Çınar sordu.

''Nasıl bir oyunmuş bu?''

Alaz tam cevap verecekken Aren ondan hızlı davrandı. ''Alkolle oynanıyor aslında. Ben hiç yapmadığım bir şeyi söylüyorum. 'Örneğin ben daha önce hiç kimseyi öpmedim.' diyorum. Yapanlar bir shot atıyor.'' dediğinde Lavin merakla sordu.

''Ya yalan söylersek.''

''Söylemememiz gerekiyor işte.''

''Diskalifiye oldunuz.'' diyen Zeyno, Berk Ege Çağrı Hazal ve Cemre'yi gösteriyordu. 

Hazal göz devirerek konuştu. ''Of Zeyno çok boş yapıyosun.'' dediğinde Zeyno dudağını büzdü. 

''E biz neyle oynayacağız?'' diyen Bora'ya doğru döndü Devin.

''Bilmem su olur süt olur.'' dediğinde Aren konuştu.

''Su olsun. Ben badem sütü içebiliyorum sadece.'' 

Aren ona doğru dönüp "Yaa prenses." diyen Zeyno'ya aldırış etmedi.

Beliz ayağa kalkarken ''O zaman on yedi tane bardak ve kocaman bir şişede su getiriyorum.'' dediğinde Berk gülerek konuştu.

''Dur kız sen sakarsın.'' dediğinde yanlarındaki Bora'ya döndü. ''Hadi oğlum yardım et arkadaşına.'' dediğinde Bora sırıtarak ona döndü.

''Bi gün elimde kalıcaksın ama.'' derken ayağa kalktı. ''Neyse ki centilmen bir erkeğim.'' dedi gülümserken Beliz'e doğru yürüdü. 

''Ne centilmenlik.'' diyen Beliz gülümseyerek önüne döndü. 

''Tabi kızım. Ne sandın?" dedi Bora sırıtarak Beliz'in yanından ilerlerken ve ekledi. "Yakışıklı olduğum kadar centilmenim de." 

"Egon devreye girmese şaşardım." dedi Beliz kapıyı açarken.

"Hanımlar önden." dedi Bora elini kapıya doğru uzatırken. Beliz hayretle kaşlarını kaldırdı ve gülümseyerek içeri girdi.

Mutfağın ışığını açtıklarında yukardan Hanife Teyze'nin sesi duyuldu. "Acıktınız mı yavrum!" 

Bora gülerek Beliz'e döndüğünde Beliz ellerini ağzının kenarlarına koyarak yukarıya doğru seslendi.

"Yok babaanne! Su alıp çıkıcaz!" 

"Yavrum çok gece kalman hasta olursunuz." diyen Hanife teyze ekledi. "Yarın erken kalkacağız." dediğinde Bora ofladı.

"Burda ne zaman erken kalkmıyoruz ki." diye mırıldandığında Beliz kenardaki küçük piknik sepetini alıp içine bardakları koyarken Bora'da suyu dolduruyordu. 

"Ee söyle bakalım." dedi Beliz suyun dolmasını bekleyen Bora'ya dönerek. "Niye bu kadar ön yargılısın aşka?"

"Ön yargılı değilim." diyen Bora sırıttı. "Sadece aptal olmak istemiyorum."

"Ne alaka?" 

"Aşık olan insan aptallığı diye bi gerçek var. Ne kadar akıllı olursan ol aşık olduğun insana hep aptalsındır." 

Beliz omuz silkti. "Belki güzeldir aptal olmak." dedi ve onun gözlerine baktı. "Hiç denedin mi?" dedi ve anlık duraksayıp ekledi. "Aptal olmayı."

Bora başını iki yana salladı. "Gerek yok." dediğinde Beliz başını salladı.

"Tövbeliyim diyorsun." 

"Tı." dedi Bora sırıtırken. "Akıllıyım diyorum." 

Elindeki suyun taşmasıyla suyu kapattı. Beliz önden yürürken aklında Bora'nın cümlelerini tarttı.

Belki durup dururken yanına gelince
Söylediklerimi anlamsız buldun


Beliz kapıya geldiklerinde ani bir hareketle Bora'ya döndüğünde cümlesi yakınlıkları sebebiyle yarım kaldı.

"Kapıyı-" 

Bora'nın gözleri onun yüz hatlarında gezerken Beliz'in gözleri Bora'nın dudakları ve gözleri arasında mekik dokuyordu. Bora sırıttı.

"Açarım." dediğinde Beliz kaşlarını kaldırarak yavaşça bir adım geriye gitti. Bora alayla sırıtırken kapıyı açtı ve Beliz geçerken konuştu. "Kalp atışlarını burdan duyuyorum." 

Beliz'in yanakları kızarırken Bora bunu görmedi çünkü Beliz arkasına bakmadan hızla ilerledi.


Oysa vakit yoktu ama sen haklıydın
Çünkü böyle şeyler aceleye gelmezdi


"Sonunda geldiniz." dedi Berk sırıtarak. 

Ege Beliz'e bakarken konuştu. "Allığını mı tazeledin kız?" 

Beliz gelen Bora ile göz göze gelirken Bora Ege'nin kurduğu cümleyle alayla sırıttı ve konuştu.

"Sorma ya. Tutturdu allığımı tazeliyeceğim diye." dediğinde Beliz onunla göz göze geldi. Aslında hesapta ona sinirle cevap vermek vardı ama yüzüne yayılan gülümseme hesap kitap tanımamıştı.


Yalandan da olsa
Ne güzel güldün o akşam bana


"Ciddi ciddi bu ergen oyununu oynuyor muyuz şimdi?" dedi Çınar merakla.

Alaz ona döndü. "Fikri ben verdim diye böyle yapıyorsun biliyorum." dedi ve ona ters bakışlar atan Çınar'a göz kırptı. "Ama gönlünü alıcam şekerim." dediğinde Çınar gülerken göz devirerek önüne döndü.

Berk'in kollarının arasındaki Cemre merakla sordu. "Eee kim başlıyor?" 

Devin gülümseyerek elini kaldırdı. "Ben." dediğinde Arap ona doğru döndü ve sırıtarak konuştu.

"Ben hiç bakımsız yaşamadım falan mı diyeceksin?" dediğinde etrafta bi sessizlik olurken Arap sırıtarak Çağrı'ya döndü. Çağrı başını iki yana salladı ve yüzünü buruşturarak konuştu.

"Çok kötüydü." dediğinde Arap kaşlarını kaldırdı.

"Hadi ya." diyip önüne döndüğünde Devin konuştu.

"Ben hiç aşık olmadım." dediğinde herkes birbirine bakarken Bora sırıttı.

"İçsenize oğlum cıvık cıvık gezmeyi biliyorsunuz." dedi Cemre ve Berk'e doğru. 

Alaz, Bora ve Ege dışında herkes başına su dolu bardaklarını dikerken Bora alayla Beliz'e doğru konuştu.

"Ooo zebani sen de mi?" dediğinde Beliz omuz silkti.

"Aşktan güzel duygu mu var?" dedi meydan okur gibi sırıtarak. Bora başını salladı.

"Var." dediğinde herkes merakla ona döndü. "Kahve içmek." dediğinde Beliz ona göz devirirken Bora'nın dudaklarına bir sırıtma eklendi.


Belki tanışmak zor, iyi anlaşmak zor
Peki görüşmek çok mu kolaydı?


Lavin ve Çınar'ın kaçamak bakışları birleşirken ikisinin de yüzüne utangaç bir tebessüm yerleşti.


Çok kısa bir zamanda, belki biraz da zorlaBence gayet iyi de anlaştık


''Ooo Çağrı.'' diyen Hazal Çağrı'ya döndü ve sırıtarak göz kırptı. ''Kimmiş bu şanslı kız?'' dediğinde Çağrı gülümseyerek ona döndü. Gözleri gülümsemesine takıldı.

Berk ve Ege birbirine yaklaşmış merakla onları izliyorlardı. ''Bu fırsat bi daha gelmez oğlum hadi.'' diye fısıldadı Ege.

''Allah'ım canımı üç vakte kadar alma yarabbim şu an için yaşıyorum.'' diyen Berk'te fısıldarken konuşmak için dudaklarını ıslatan Çağrı'ya heyecanla bakıyordu. ''Bismillahirrahmanirrahim.''

''Ortada daha bir şey yok. Olsa ilk sen duyarsın zaten.'' dediğinde Hazal gülümseyerek başını salladı. Ege ve Berk hayal kırıklığı ve homurdanarak birbirinden uzaklaşırken Hazal konuştu.

''Sözünü aldım. İlk benim haberim olmazsa külahları değişiriz.'' dediğinde Çağrı gülümseyerek başını salladı.


Yalandan da olsaNe güzel güldün o akşam bana


Çatılmış kaşlarıyla onlara bakan Aren içindeki bu duyguyla kaşlarını kaldırdı ve yutkundu. ''Bende o zaman sıra.'' dedi ve düşünmeye başladı. ''Ben hiç ceset görmedim.'' dediğinde Vefa'nın yüzü buz keserken Çağrı sırıtarak konuştu.

''Filmlerdekiler dahil mi?'' dediğinde Aren ona döndü.

''Hayır. Baya yanında bir ceset.'' dediğinde Çınar yutkunurken titreyen eli bardağı kavradı. Devin'in endişeli bakışları ona döndü.

 Çınar'ın adımları bahçedeki havuzun önünde durdu. Çünkü yerdeki Ada'nın vücuduyla karşılaştı. Balkondan atlamıştı. ''Hayır.'' diye bir fısıltı koptu dudaklarından. 

Hızla yere eğildi. ''Ada aç gözlerini.'' dedi Ada'nın başını elleri arasına alırken. Ellerine doğru akan ılık kan tüm bedenini titretirken annesi kollarından tuttu onu. 

Çınar boğazında oluşan yumruyu yok etmek istercesine suyu içti. Gözlerini kapatıp açtığında beyninde tekrar edip duran andan kurtulmak ister gibiydi.

Lavin'in eli onun yana düşen elinin üzerine yerleşti. Yarası neydi bilmiyordu ama iyileştirmek istiyordu. 

''Yeter bu kadar.'' dedi Devin hızla. Alaz ağzına götürmek üzere olduğu bardağı masaya koydu.

''Sakin ol şampiyon.'' dedi Devin'e doğru. 

Çınar hızla masadan kalkıp yanlarından uzaklaşırken Lavin endişeli bakışlarını onun gittiği yöne doğru çevirdi. Duramadı. Kalktı ve peşinden gitti.


Bana bir söz verdin, "Yine gelirim" diyeSen gelmesen bile ben gelirdim


Evin önündeki taşlarda oturan ve gökyüzüne bakan Çınar'ın yanına oturdu sessizce. Çınar yavaşça ona döndüğünde o da başını o tarafa çevirdi. Yüzüne bir gülümseme yerleşti. Buruk ama içten. 

''İyi misin?'' dediğinde Çınar'ın yüzüne istemsiz bir gülümseme yerleşti.

''Yine o soru.'' dediğinde Lavin sırıttı. Parmaklarıyla tırnak işareti yaparken konuştu.

''Bir 'iyi misin' meselesi.'' 

 "İyi misin?" 
"İyi gibi mi duruyorum?" diyen Çınar sinirle eline baktı. "Şu saçma soruyu sorup duracağına sür."

İkisinin de yüzüne gülümseme yerleşirken gözleri buluştu.


Sana bi' şarkı yazdım söylersin diyeBeni hiç unutmamanı istedim


Diğerleri toplanmaya başlarken Zeyno eline aldığı bardağı tam kovaya koyacaktı ki arkasındaki Ege ''Böö!'' diyerek ellerini koluna dokundurana kadar. Zeyno hızla arkasına döndü ve elindeki bardağı Ege'nin kafasına geçirdi.

''O ne lan?'' diyen Berk kafasını onlara çevirdiğinde şok içinde bakakaldı.

''Napıyosun kızım ya?'' diyen Ege kafasını tutarken Zeyno telaşla kenarı kırılmış olan cam bardağı yere attı ve Ege'nin kanayan alnına doğru koydu elini. 

''Çok özür dilerim çok özür dilerim.'' dediğinde yaraya doğru üflüyordu.

''Cinayete teşebbüs resmen.'' dedi Çağrı onlara bakarken. 

''Pansuman yapılması gerekiyor.'' diyen Zeyno'nun yanına gelip Ege'nin alnına bakan Beliz dudağını büzdü.

''Yani pek pansumanlık gibi değil ama.. Ben yaparım.'' dediğinde Ege başını iki yana sallarken Zeyno ile göz göze geldi.

''Sen değil.'' dedi Beliz'e doğru. Zeyno'ya geri çevirdi gözlerini. ''Zeyno yardı kafamı o yapsın pansumanı.'' dediğinde Beliz sırıtarak onların yanından çekildi ve Çağrı'nın yanına gitti. 

''Benim aldığım kokuları alıyo musun?'' dediğinde Çağrı burnunu çekti. 

''Evet hayvan dışkısı kokuyor.'' dediğinde Beliz ona göz devirdi.

''Aşk kokusunu.'' dediğinde yan taraflarındaki Bora söze karıştı.

''Evet buram buram. İğrenç kokuyor.''

Beliz ona doğru dönerken yüzünü buruşturdu. ''Ne anlarsın seen.'' dediğinde Ege ve Zeyno konuşarak eve doğru gidiyorlardı.

"Hadi bizde." dedi Bora gülerken. "Yarun sabah erken kalkacağuz." diye ekledi Hanife teyzenin taklidini yaparken. 

Alaz elini kalbine koydu. "Canım yanıyor. Yarın son günümüz." 

Devin ona gülerken konuştu. "Sen baya Karadeniz'ci çıktın." 

"E alışmıştık." dedi Alaz.

Berk ona sırıtarak döndü. "Bırakalım seni burda. Nefes alırız." dediğinde Alaz ona döndü.

"Aşk olsun. Çınar'la senin ne derdin var benle." 

Berk sırıttı. "Hiiç can sıkıntısı." 

***

"Haaydeee! Kalkun daa!" 

Koridordan gelen Hanife teyzenin sesiyle gözünü açan Berk koltuktan ceketini almış giyen ve ona çatık kaşlarıyla bakan Çınar'a baktı.

"Noluyo ya?" 

Çınar omuzlarını silkerken telefonunu masanın üzerinden aldı.

"Tamam şampiyon. Bu akşam benle kalmıyosun zaten. Son gecemizdi." dediğinde kapı kapandı. Berk göz devirirken yorganı kafasına geçirdi ancak geri açılan kapı ve Hanife teyzenin sesiyle yüzünü buruşturdu.

"Ula kalksana. Herkes ayaklandu hazur."

Berk yorganı yavaşça başından çekti. "Neye hazur babaanne?" dedi sitemle.

"Anaokuluna gideyruz."

Berk yatakta doğrulurken oturdu ve konuştu. "Ne alaka?"

"Bizum çocukların yanına."

Berk bıkkın bir nefes verdi. "Bizum çocuklar kim az açık konuş da." dediğinde kapıdan sırıtarak bakan Çağrı konuştu.

"Berk'in uykusuzluktan şive kayaay!" dediğinde yanındaki Ege ona gülerken konuştu.

"Bu iyidi."

"Ula benim kurduğum anaokul. Hanife Sultan Anaokulu." dediğinde Berk kaşlarını kaldırdı.

"Hanife Sultaan." dedi ayağa kalkıp babaannesine sarılırken. "Melek misin sen ya?" 

Hanife teyze gülümserken torununa sarıldı. Berk merakla sordu.

"Biz napacağız orda?" 

"Çocuklarla bir gün geçireceksunuz." 

"Gerçek eğlencee!" diyen Çağrı kapıdan sırıtarak işaret parmağını Berk'e doğru yönlendirip göz kırparken Ege'de aynı hareketi yapıp ekledi.

"Küçük küçük veletler!"

"Haydee!" diyen Hanife teyze arkasını döndü ve kapıdaki Ege ve Çağrı'ya bastonunu kaldırdığında Ege ve Çağrı iki yana çekildi. 

Merdivenlerin başında bekleyen Alaz onların bu haline gülerken konuştu.

"Tarihteki ilk sensörlü kapı icadı." dediğinde Devin kahkaha attı.

Cemre odadan çıktığında Hanife teyzeye döndü. "Nasıl olmuşum?"

"Fınduk gibi." diyen Hanife teyze onu baştan aşağı süzdü. 

Ege Cemre'yi baştan aşağı süzerken konuştu. "Günlük kıyafetleri. Her zamanki hali. Ne fınduğu?" dediğinde Hanife teyze gülümsedi.

"Yani her zamanki hali.." dediğinde Cemre gülümseyerek kendini gösterdi.

"Fınduk gibii." dediğinde Ege göz devirdi.

"Ego bulaşıyor galiba." dediğinde etrafa bakındı. "Sahi senin turuncu kafa nerede?" 

"Aşağıda tek duygu beslediği varlığı olan kahvesini yudumluyor." diyen Beliz merdivenlerden çıktı ve yanlarına geldi. "Yine delirtti beni."

Ege sitemle konuştu. "Ulan bende olcaktım orda." 

Berk'in kapısının açılmasıyla artık hazırlardı.

Otobüs anaokulun önünde durdu. "Gelduuk!" diyen Hanife teyzenin sesiyle gençler otobüsten indi.

"Aaa ne güzelmiş." dedi Lavin gözleri parlayarak duvarları renkli renkli çocuk eli baskılarıyla dolu olan okula bakarken.

Berk şoföre doğru döndü. "Abi benim bagajdaki çuvalı indirsek." dediğinde Cemre ona döndü.

"Ne çuvalı?" 

Çağrı sırıttı. "Noel babalığa mı terfi ettin yoksa?" 

Berk Çağrı'ya aldırmadan Cemre'ye cevap verdi. "Oyuncaklarımı getirdim. Çocukluktan kalan." dediğinde Cemre gülümsedi.

Ali hayretle konuştu. "Oğlum bak biz senin bu hallerine hiç alışık değiliz. Ne değişik adamsın lan sen?" dediğinde Arap konuştu.

"Fosforlu kağıt gibi." dediğinde hepsi ona garip garip baktı. Alaz yüzünü buruşturarak sordu.

"Ne gibi ne gibi?" dediğinde Arap bir süre düşündü.

"Rengi değişen bi kağıt vardı.. Kimyada." dediğinde ekledi. "Fosforlu değil miydi ya?" 

"Turnusoldur canım o." diyen Hazal'a döndü.

"Aferin gız cadı." dediğinde Hazal ona gülerken göz devirdi.

Şoför çuvalı indirdiğinde okulun dış kapısına dayadı. 

"Hayde girelum." dedi Hanife teyze kapıyı gösterirken. "Gireceğimiz sınıfta dokuz öğrenci var. Ona göre eşleşursunuz. Bugün size emanet bu çocuklar." dediğinde Beliz ellerini çırptı.

"Ayy çok heyecanlı." Bora ona bakarken başını salladı.

"Tabi tabi çok heyecanlı. İçerde görcem ben seni." 

İçeri girdiklerinde oyun oynayan çocuklara doğru gülümseyen Hazal konuştu.

"Selam çocuklar. Biz geldiik!" 

En önde duran esmer alnına kahkülleri düşen küçük kız Hazal'a doğru konuştu.

"Siz kimsiniz ki?" 

Bora sırıtarak Hazal'a döndü. "Harbi biz kimiz ki?" dediğinde Hazal ona göz devirirken küçük kıza döner dönmez yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi.

"Biz sizin ablalarınız ve abileriniziz. Sizinle oyunlar oynamak zaman geçirmek için geldik."

Küçük kız gülümsedi. Gözleri parlarken başını Hazal'a doğru kaldırarak sordu. "Lunaparka da gider miyiz?" dediğinde Hazal onun bu haliyle kaşlarını kaldırdı.

"Oyy gideriz tabii." dediğinde sınıftaki öğretmene döndü. "Yani gidebiliriz değil mi?"

Öğretmen başını salladı. "Elbette. Ailelerin haberi var zaten. Hepsi ayrı ayrı çok mutlu Hanife Hanım'a olan güvenlerinden." dediğinde Çağrı Ege ve Berk'e doğru fısıldadı.

"Bu kadro bu kadar güven veriyor mu yahu." dediğinde Ege sırıttı.

"Okulda birbirini yiyen biz değilmişiz gibi." dediğinde Berk ona güldü.

"Biraz okulda zaman geçirun. Birbirinize alışun sonra lunaparka gidersiniz yavrum. Otobüs kapınun önünde. Hayde bizde bu kahve içelum." dedi öğretmene dönerken. Onlar çıkarken Lavin Çınar'a döndü.

"Şu minik kıza benimle birlikte bakar mısınız beyefendi?" dediğinde Çınar onun başıyla işaret ettiği kumral saçları beline kadar uzun olan ve boncuk gibi gözleri olan küçük kıza baktı.

"Şereftir hanımefendi." dedi sırıtarak Lavin'e dönerken.

Küçük kızın yanına geldiklerinde ikisi de yere doğru eğildi. "Merhabaa." dedi Lavin neşeli sesiyle. "Oyun arkadaşın olabilir miyiz?" dediğinde kız çekingen bir şekilde başını sallarken Çınar sırıttı.

"E tanışalım o zaman küçük hanım." dedi ve elini kıza doğru uzattı. "Ben Çınar."

Kız gülümseyerek Çınarla tokalaşırken konuştu. "Bende Elisa." 

Çınar gülümserken başını yana doğru yatırdı. "Ne güzel ismin varmış." dediğinde kız önünde ellerini birleştirirken bir sağa bir sola sallanıyordu.

"Ben de Lavin." dedi Lavin Elisa'ya doğru. "Memnun oldum."

Elisa ikisine bakarken gülümsedi. "Bende memnun oldum." 

"Ee bize en sevdiğin oyun yerini göstermeye ne dersin." dedi Lavin ve Çınar ve Elisa'ya kaşlarını kaldırarak yaklaştı. Fısıldayarak konuştu. "Diğerlerinden önce kapalım." dediğinde Çınar ona bakarak sırıtırken Elisa başını salladı.

"Makyaj oyuncaklarının olduğu köşe." dedi Elisa duvarın kenarındaki oyuncak makyaj masasını gösterirken. Lavin gülümseyerek Çınar'a döndü.

"Bayılırsın dimi?" dediğinde Çınar başını sallarken kaşlarını kaldırdı.

"Hemde nasıl. Hep bu günü hayal etmiştim." dediğinde Lavin ona kıkırdadı. Çınar Elisa'ya döndüğünde ayağa kalktı. "Haydi o zaman bizi makyaj masasına götür."

Beliz Bora'ya meydan okuyucu bakışlar atarken kenarda kendi hallerinde oynayan kız ve erkek çocuğu gôsterdi. "Erkek bende kız sende ne dersin?" dediğinde Bora onun meydan okuyucu bakışları karşısında aynı şekilde karşılık verdi.

"Varım." dediğinde ikisi birlikte çocukların yanına ilerlediler. 

"Merhaba bayanlar ve baylar." dedi Bora çocuklara bakarken. Küçük kız çocuğu ona gülümseyerek dönerken erkek çocuğu ona bakmadı bile. "İşin zor sanki?" dedi Bora Beliz'e göz kırparak erkek çocuğunu gösterirken. 

Beliz kaşlarıyla çocuğu işaret etti. "Sen öyle san. İzle şimdi."

"Batman mi Spiderman mi?" dediğinde çocuk çatık kaşlarıyla Beliz'e döndü.

"Süper-man!" dediğinde Bora güldü.

"Asabiyiz." dediğinde Beliz ona aldırmadan çocuğa döndü.

"Bence de süper-man. Şaşırtmacalı sormuştum zaten." dediğinde ekledi. "Oyun arkadaşınız olabilir miyiz?" 

"Oyun arkadaşına ihtiyacımız yok!" dedi erkek çocuğu atarla. "Biz hep beraber oynuyoruz zaten." 

"Çok mu iyi arkadaşsınız?" dedi Beliz merakla.

"Hayır." dedi kız gülümseyerek. "Çift yumurta ikiziyiz." 

"Aaa!" dedi Beliz kaşlarını kaldırırken. "Size bir şey söyliyim mi?" dediğinde iki çocukta merakla ona yaklaşırken Bora'da merakla onlara doğru yaklaştı. "Benim de çift yumurta ikizim var." dediğinde kız merakla konuştu.

"Nerde?"

Beliz arkasına doğru dönerken Cemre ile beraber çocuklar hakkında konuşan Berk'i gösterdi. 

"Bak işte orda." dediğinde erkek çocuğu konuştu.

"Oyun arkadaşı olacaksak o gelsin buraya. Ben bunu hiç sevmedim." dedi Bora'yı gösterirken. Beliz gülerken alt dudağını ısırarak Bora'ya döndü.

"Neden lan?" dedi Bora çocuğa dönerken. 

Çocuk omuzlarını silkerken kız konuştu.

"Ben çok sevdim. Hem onun ikizi başka çocuklara bakıyor. İsteseydi yanımıza o gelirdi." dediğinde Bora sırıttı.

"Tam bir zeka küpü." dediğinde ekledi. "O zaman ben senin oyun arkadaşın olayım. Bu abla da ikizinin." dediğinde kız başını salladı.

"Adlarınız ne?" dedi erkek çocuğu Beliz'e gülümseyerek.

"Ben Beliz." dedi Beliz'de kocaman gülümserken. "Bu da Bora." dediğinde çocuk burnunu kıvırdı.

"Çok kötüymüş ismin." dedi Bora'ya doğru. 

"Aaa." dedi Bora kınayıcı bakışlarla. "Hiç yakışmadı yakışıklı." dediğinde çocuk sinirle konuştu. 

"Benim adım yakışıklı değil yalnız. Ateş."

"Vaay! Çok havalıymış." diyen Beliz elini çak şeklinde Ateş'e uzatırken Ateş gülümseyerek onun eline çaktı.

"Senin adın ne bakalım tatlı kız?" dedi Bora kıza dönerken. 

Kız gülümseyerek konuştu. "Asel." dediğinde Bora gülümsedi.

"Senin ismin daha havalıymış bence." dedi Beliz ve Ateş'e nispet yapar gibi.

Beliz gülerken Bora'nın omzuna vurdu. "Küçük çocuğa da ima yapamazsın yaa!" dediğinde Bora omuz silkti.

"Bizde böyle. Her şeye de eyvallahımız yok." dedi ve ona ters ters bakan Ateş'in saçlarını karıştırdı. "Dimi lan ateş parçası." dediğindr Ateş sinirle geriye çekildi.

Beliz ve Asel ise onlara güldü.

Hazal az önce konuştuğu kahküllü esmer kızın yanına geldiğinde Çağrı'da onun yanına geldi.

"Ee biz ne oynuyoruz?" dedi Hazal küçük kıza göz kırparken.

"Kuaförcülüük." dedi küçük kız neşeyle.

"Kuaför sen misin?" dedi Çağrı merakla. Küçük kız başını iki yana salladı. 

"Sensin." dediğinde Hazal da gülerken Çağrı sırıttı. 

"O zaman ben kuaför Çağrı. Müşterimizin adını öğrenebilir miyim?" 

"Ece." 

"Memnun oldum hanımefendi." dedi ve işaret parmağıyla Hazal'ı gösterdi. "Bu da çırağım Hazal." dediğinde Hazal hayretle ona döndü.

"Çırak he?" dediğinde Çağrı sırıtarak Ece'ye döndü ve omuz silkti.

"Ben kız istiyorum ya." dedi Berk etrafa bakınırken. Cemre omuz silkti.

"Ben şurdaki sarışın çocuk diyorum."

"Erkek yaa!" dedi Berk mızıkçı bir çocuk gibi.

"Ama çok tatlı." dedi Cemre dudağını büzerek. "Hem ne senin bu kız çocuğu aşkın?"

"Seni sormalı.'' dedi Berk göz kırparken. ''Niye erkek istiyorsun.''

''Çok tatlı çünkü. Erkek çocuğum olsun isterim mesela.''

''Neee?'' dedi Berk dehşetle ellerini yanaklarına koyarken. ''Bizim kızlarımız olucak.'' dedi ve düşündü. ''En son da bir tane erkek olabilir tamam.'' dediğinde Cemre kaşlarını kaldırarak ona döndü.

''Allah Allah. Bende en büyüğü erkek olsun istiyorum.''

Berk başını iki yana salladı. ''Kız olucak.''

''Erkek.'' dedi Cemre kaşları çatılırken.

''Kız.''

''Erkek.''

''Kız.'' 

''Hoop! Noluyoruz ya evlendiniz de benim mi haberim yok.'' dedi yanlarındaki Ege onların tartışmasının arasına girerken. ''Ayrıca Berk'cim hiç kusura bakma senin kızı çalmış olabiliriz.'' diyip Berk'e Zeyno ile konuşan kızı ve Vefa ve Aren ile konuşan kızı gösterdi.''

Berk yüzünü buruşturdu. ''Bize de bu velet mi kaldı.'' dedi Cemre'nin az önce gösterdiği çocuğa döndü.

Cemre onun karnına dirseğini geçirirken kocaman bir gülümsemeyle çocuğa doğru ilerledi. 

Berk karnını tutarken Ege'ye döndü. ''Oofff off.'' diyerek Cemre'nin peşinden giderken Ege onun ardından güldü.

''Merhabaa.'' dedi Cemre neşeli sesiyle. Sarı saçları  mavi gözleri olan çocuğa bakarken. Çocuk gülümsedi. 

''Merhaba.'' dedi ve elini uzattı. ''Ben Merih.''

Cemre gülümsedi ve Merih'le tokalaştı. ''Bende Cemre.'' dediğinde Merih gülümseyerek başını salladı. Sonra Berk'e döndü. ''Sen?'' dediğinde Berk gülümseyerek elini uzattı.

''Berk.'' dediğinde Merih'in yüzüne daha büyük bir gülümseme yerleşti. 

''Vaav! Çok havalı.'' dediğinde Cemre gülerken Berk kaşlarını kaldırdı ve az önceki memnuniyetsiz halinden eser kalmadı. Yüzüne bir sırıtma eklendi. Merih'in saçlarını karıştırırken konuştu. 

''Senin de saçların.'' dediğinde Merih sırıtarak onun saçlarını gösterdi.

''Seninkilerle benziyo.'' dediğinde Cemre gülümseyerek ikisine bakıyordu. 

''Evet.'' dedi Berk başını sallarken. ''Napalım?'' dediğinde Merih Cemre'ye döndü.

''Sen karar ver.'' dediğinde Cemre gülümsedi. 

''Bi gezelim o zaman Merih. Sen bize nerde ne var onu öğret beraber seçeriz.'' 

''Tamam.'' diyen Merih aniden bir eliyle Cemre'nin bir eliyle Berk'in elini tuttu ve yürümeye başladılar.

''Şimdi Egecim.'' diyen Zeyno Ege'ye döndü. ''Biz Ela ile konuştuk vee..'' Ege baygın bakışlarıyla konuştu.

''Hadi bakalım ne geliyor.'' dediğinde Ela konuştu.

''Ortada sıçan oynayacağız.'' dediğinde Ege kaşlarını çattı. 

''Yakar top der misin şuna?'' dediğinde Zeyno ona döndü.

''Adı ortada sıçan bir kere.''

''Hayır.'' dedi Ege ısrarla. ''Yakar top.''

''Yılların ortada sıçanı oğlum. Sanane ne dersek deriz.''

Ege kınayıcı bakışlarla işaret parmağını Zeyno'ya doğru salladı.

''Hiç hoş mu Zeyno'cum? Niye ortaya sıçıyorsunuz mesela?'' dediğinde Ela ellerini ağzına kapatarak kıkırdadı.

Zeyno başını iki yana salladı. ''Geriz-'' Ege'nin elini onun ağzına kapatması ve cıklamasıyla sustu. Ege elini onun ağzından çekerken Zeyno'ya Ela'yı gösterdi. 

''Kötü örnek oluyorsun.'' dediğinde Zeyno konuştu.

''Ordaki sıçan kelimesi fare anlamında canım.'' dediğinde Ege omuzlarını silkti. 

''Yine de ortadakine sıçan demek hoş değil.'' dedi ve Zeyno ve Ela'ya baktı. ''Eee kim sıçan oluyo?'' dediğinde Zeyno ve Ela sırıtarak aynı anda işaret parmaklarıyla onu gösterdiler ve aynı anda konuştular. 

''Sen!''

''Aaa! Üstüme iyilik sağlık. Siz hiç bu kadar boylu poslu kaslı fare gördünüz mü?'' dediğinde Zeyno ve Ela gülerken ona ortalarında bir yer açmış Ela elinde topu tutuyordu bile. Ege ikisinin kararlı bakışlarına baktı. ''Kaçış yok diyosunuz.'' dediğinde Zeyno ve Ela'nın başlarını sallamasıyla ortaya geçti. Ela topu attığında hızla toptan kaçtı ve elinde karşıda topla duran Zeyno'ya döndü.

''Bana bak kafamı yeni yardın ya-'' dediğinde Zeyno hızla topu atarken Ege kaçarak ekledi. ''Yavaş yavaaş!!''

Ali gittiği erkek çocuğunun yanında konuştu. ''Adın ne yakışıklı.?''

''Barış.'' dedi çocuk ona doğru. ''Sen?''

''Ali.'' dediğinde Barış başını salladı. ''Futbol  oynamak istiyorum ama.'' dedi ve başını kenardaki küçük futbol sahasında oynayan Berk, Cemre ve Merih'e çevirdi. ''Kapmış yine gıcık.'' dedi Merih'i kastederken. 

''Birazdan sıkılırlar zaten.'' dedi Ali onlara bakarken. 

''Tamam o zaman şurdaki oyuncak arabaları  inceleyelim.'' dediğinde Ali başını salladı.

Vefa ve Aren'in yanındaki kızın adı Defne'ydi. 

''Saklambaç oynayalım!'' dedi Defne heyecanla. 

''Çok mantıklı.'' dedi Aren gülümserken. ''Ben ebe olurum gidin saklanın.'' dediğinde tam duvara yaklaşıyordu ki kafasına sert bir şekilde gelen plastik topla Zeyno'ya döndü. 

Zeyno sırıtırken konuştu. ''Pardon ya hedefi şaşırdım.'' dediğinde Ege şok içinde Aren'e bakarken konuştu.

''İyi ki. Allah'ıma kavuşmak için çok gencim.'' dediğinde Aren sinirle onlara doğru döndü. 

''Gidin az ötede oynayın. Topunuzu kesmiyim.'' dediğinde Zeyno kahkaha attı. 

Devin ve yanlarındaki erkek çocuğu Yiğit boyama yaparken Alaz söylenerek elindeki kalemtıraşla kalemleri açıyordu.

''Kaç aydır açmıyorsunuz yavrum bunları. İçlerine kaçmış valla.'' dediğinde Yiğit ona aldırmadan Devin'e çizdiği kalbi gösterdi.

''Senin için çizdim.'' dediğinde Devin gülümserken konuştu.

''Yaa! Teşekkür ederim.'' dediğinde Alaz Yiğit'e doğru döndü.

''Hızlısın şampiyon.'' dediğinde Yiğit kağıdı önüne geri çekerken Devin sırıttı. ''Beni hiç sevmedi.'' diye Alaz kalemi bir kez daha çevirirken. Devin onun bu haline güldü. 

''Bize bir söz verilmişti.'' diye bağıran Çağrı Berk'e doğru döndü. ''Lunaparka gidecektik.'' dediğinde Merih'ten gol yiyen Berk sırıttı.

Duru ve Arap yanlarındaki Yağız Merih'e doğru koşup çak yaparken güldüler.  

Berk çocuklara doğru döndü ve konuştu. ''O zaman önce halletmemiz gereken bir şey var sonra lunaparka.'' dediğinde Merih merakla ona döndü.

''Önce ne yapacağız?''

''Oyuncak sever misiniz?'' dedi Berk gülümseyerek. 

''Evet! Evet!'' bağırışları yükseldiğinde Ege Çağrı'ya dönerek konuştu.

''Ulan baba olasım geldi he.'' dediğinde Çağrı konuştu.

''Sil o fikri kafandan. Daha çok genciz. Keşfetmemiz gereken eğlence mekanları ve tozunu attırmamız gereken partiler var.'' dediğinde  Ege ona güldü.

Çuvalı getiren Berk çuvalı ters çevirdiğinde bir sürü oyuncak yere saçılırken Cemre yerdeki kırmızı arabayı aldı ve Berk'e döndü.

''Bunu annen almıştı sana.'' dediğinde Berk başını salladı. ''Vermek istediğine emin misin?'' 

''Evet.'' dedi Berk Cemre'nin elindeki kırmızı arabaya bakarken gözleri buğulanmaya başlarken yan bir sırıtmayla bunu engelledi. ''Sarısı odamda duruyor zaten.'' dediğinde Cemre gülümseyerek başını salladı ve arabayı yan tarafta arabaları inceleyen Barış'a uzattı. 

''Arabaları seviyorsun galiba.'' dediğinde Barış ona başını sallarken arabayı aldı.

''Teşekkür ederim.''

''Bunlar burda kalsın.'' diyen Berk'in cümlesini Merih'in bağırışı kesti.

''Ya bi tanesini de bana versene! Hepsini almışsın zaten!'' diyen Merih Barış'ın elindeki oyuncak arabalardan birini çekiştiriyordu. 

''Noluyo ya?'' diyen Ali onlara baktı. ''Oğlum bi durun.'' dediğinde ikisi de arabayı çekiştirmeye devam ederken Berk Merih'i omuzlarından tutup geriye çekti. Merih ona sitemle döndü.

''Tüm arabaları almış.'' dediğinde Barış ona dil çıkararak konuştu.

''Ağla. Hatta bir tanesini de Cemre verdi.'' dediğinde Merih sinirle Cemre'ye döndü. 

''Hani sen benim arkadaşımdın. Onun değildin.'' dediğinde Cemre tedirgin bakışlarını Berk'e dikerken fısıldadı. ''Napcaz?'' Berk bilmiyorum der gibi başını sallarken Barış Merih'e doğru Elisa'nın önünden aldığı bez bebeği fırlattı.

''Al bununla oyna.'' dedikten sonra o gülerken Elisa cırladı.

Çınar Elisa'ya eğildi. ''Noldu?'' dediğinde Elisa Barış'ı gösterdi. ''Bebeğimi attı.''

Çınar Barış'a dönerken konuştu. ''O bebeği geri ver bakıyım arkadaşına.'' dediğinde Barış omuzlarını silkerken konuştu.

''O sümüklü kız benim arkadaşım değil istediği kadar da ağlayabilir.'' dediğinde Çınar'ın kaşları çatılırken Lavin sinirle öne atıldı. 

''Hoop! Sen kime sümüklü diyorsun ya?'' dediğinde Barış Ali'ye doğru bir adım geri atarken Ali onun omuzlarına elini koydu ve Lavin'e döndü.

''Sakin ya çocuk bunlar.'' dediğinde Çınar konuştu. 

''Çocuksa çocukluğunu bilecek kardeşim.'' dediğinde eliyle yerdeki bez bebeği gösterdi. ''Onu Elisa'ya veriyorsun şimdi ufaklık.'' dediğinde Barış omuzlarını silkti.

Ali Çınar'a dönerken konuştu. ''Alın işte çok uzakta değil ya.'' dediğinde Çınar ona doğru döndü. 

''Uzakta değil ama daha yakındaydı.'' dediğinde Barış'ı gösterdi. ''Sen attın sen alacaksın.'' dediğinde Alaz araya girdi.

''Siz fazla kaptırdınız he.'' dediğinde Ali konuştu.

''Almıyoruz kardeşim.'' dediğinde Çınar başını salladı.

''Almıyor musunuz?''

Barış başını iki yana sallarken Çınar onun elinden düşürdüğü oyuncak arabayı hızla kapıp sırıttı ve Merih'e uzattı. ''Al abicim.'' dediğinde Merih'in yüzüne bir gülümseme yerleşirken sevinçle zıplayarak Berk'e gülümserken ona çak der gibi elini uzatan Cemre'ye tavırla baktığında Berk güldü.

Barış sinirle tüm arabaları yere atarken bağırdı. ''Benimdi o arabaa!''

Çınar sırıtırken kaşlarını kaldırdı. ''O bebeği vercektin oğlum.'' dediğinde Lavin ona başını sallayarak destek verirken gülümsedi.

Çınar eğilip ilerdeki bez bebeği aldı ve Elisa'ya uzattı. ''Al prenses.'' dediğinde Elisa bebeği alırken Çınar'a sarıldı. Çınar'ın yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşirken Lavin onlara gülümseyerek baktı.

Ali yerdeki arabaları toplayarak Barış'a geri uzattı. ''Bi tanesi de onun oluversin boşver.'' dedi ve kulağına doğru fısıldadı. ''Çarpışan arabalarda en çok onlara çarpıcaz.'' dediğinde Barış sırıttı ve arabaları aldı.

''Oyuncakları sonra kendi aranızda paylaşırsınız burada kalsınlar.'' dedi Berk tüm çocuklarda gözlerini gezdirirken gülümsedi. ''O zaman lunaparkaa!'' dediğinde çocuklar heyecanla onu alkışladı.

***

"Yaşasıın!" diyen Ege ve Zeyno'nun arasındaki Ela sevinçle yerinde zıpladı.

"Düşcen yavrum yavaş." diyen Ege'ye gülen Zeyno önüne döndü. 

"Hadi çarpışan arabaları kirala Yağızoğlu veliahtı." dedi Çağrı Berk'e doğru dönerken.

Berk ona gülerken görevli ile konuşmaya gitti. Merih ise onun arkasından bakarken konuştu. "Ne kadar karizma bi adam ya." dediğinde Ege ve Çağrı kaşlarını kaldırarak ona baktı. "Yürüyüşü bile karizma." dediğinde Ege ve Çağrı birbirine döndü. Çağrı konuştu.

"Berk Yağızoğlu gün geçtikçe her jenerasyonu etkilemeye devam ediyor." dedi bir spiker edasıyla. Cemre'ye dönüp ekledi. "İşin zor." dediğinde Cemre ona gülerken Berk elindeki biletleri sallayarak onlara doğru geliyordu.

"Evet gençler. Yine VİP'yiz." dediğinde biletleri herkese dağıttı. "Şansımıza diye ekledi. "Dokuz tane araba var." dediğinde Çağrı sırıttı.

"Hayata VİP gelmişiz." dediğinde Bora ona döndü.

"Sohbete bozulan otobüs ve ormanda yaşadıklarımız katıldı." dedi ve dudağını büzdü. "Baya VİP'yiz lan." dediğinde Beliz ona güldü.

"Hadi ya!" diyen Ateş Beliz'in elinden çekiştirirken Beliz konuştu.

"Biz dört kişiyiz yalnız. Hadi siz kucağınıza falan alırsınız da." dedi ve Asel ve Ateş'i gösterdi.

Bora başını salladı. "Bizimkiler çift yumurta." dediğinde Ateş ona doğru çatık kaşlarıyla dönüp vururken kahkaha attı. 

Ege sırıtarak Bora'ya baktı. "Bizimkiler falan..." dediğinde Çağrı'da Bora ve Beliz'e bakarken konuştu.

"Hayali bile güzel." dediğinde Beliz elindeki paketi açılmamış lolipopu ona doğru fırlattı. 

"Yine çenen düştü Çağrı." dedi Bora da sitemle.

Ali Beliz'e döndü. "Biriniz bizim yanımıza binin. İki kişiyiz zaten." dediğinde Ateş Beliz'e döndü.

"Belizciğim ben gidiyim mi?" dediğinde Beliz onun yanaklarını sıktı. 

"Tamam gidebilirsin." dediğinde Ateş gülümseyerek Ali ve Barış'ın yanına gitti.

Bora bir oh çekerken Asel'e doğru konuştu. "Rahatladık be." dediğinde Asel gülerken başını salladı.

"Yer sorunumuz da çözüldüğüne göre." diyen Alaz elinden tuttuğu Yiğitle beraber yeni boşalan çarpışan arabalara doğru yürümeye başladı. Devin'de onların arkasından giderken söylendi.

"Beni de beklesenize." dediğinde Alaz sırıtarak ona döndü.

"Düşme yine." dedi ve Yiğit'in elinden tutan elini kaldırdı. "Bu kez tutamam." 

Devin'in de aklına aynı an geldi.

"Ya azcık beklesene bi yet-" ayağı kaydı. Tam düşüyordu ki Alaz hızlı bir refleksle belini kavradı. Burun buruna kaldıklarında nefesleri adeta birbirlerine çarpıyordu.

Alaz sırıtarak önüne dönerken Devin aklına gelen an'la afalladı. Sonra da onları takip etmeye devam etti.

Teninin üzerinden kayan bi' buzdur uzak bakışlarım


Berk direksiyonun olduğu koktuğa binerken yanına Cemre onun kucağına da Merih oturmuştu. Cemre Merih'in yanağından makas alırken konuştu.

"Hazır mıyız?" 

Merih başını salladı ve Berk'in ona doğru uzattığı yumrukla yumruğunu birleştirdi. "Hazırız!" 

Cemre onlara bakarak güldü.


Hiç izlememiş olsaydım bu filmi canımı acıtırdı


Lavin arabaların hareket etmesiyle herkesten uzaklara kıyıya köşeye kaçan Çınar'a çatık kaşlarıyla döndü.

"Napıyosun ya? Çarpsana birilerine." dediğinde Çınar Elisa'ya döndü.

"Prensesimiz sarsılmasın diye." dediğinde Lavin ona gülerken göz devirdi. Kucağındaki Elisa'yı kendine doğru çekerken gülümseyerek konuştu. 

"Böyle de sıkıcı değil mi?" dediğinde Elisa başını salladı ve Çınar'a döndü. 

"Hızlı sür Çınar." dediğinde Çınar kaşlarını kaldırırken direksiyonu diğer tarafa doğru hızla çevirdi.

"Emredersiniz." dediğinde hızla önlerindeki Ali'lere çarptı. Lavin ve Elisa bununla kahkaha atarken Çınar Ali'ye doğru bağırdı.

"Misaal. Dimi Ali?" dediğinde Ali sırıtarak başını sallarken Çınar yanında gülen Lavin ve Elisa'ya döndü.


Ama seni bilmek, seni bilmek
Seni bilmek beynimde bi' kurşun


Aren arabayı sürerken Vefa'nın kucağındaki Defne parmağı ile Çağrı, Hazal ve Ece'nin olduğu arabayı gösterdiğinde Aren gözlerini kısarak hızla onlara çarptığında üçü de öne doğru savrulurken Hazal ve Ece aynı anda onlara dönüp bağırdı.

"Yavaaş!" 

Aren Vefa ve Defne onlara doğru kahkahalar attı.


Seni bilmek, seni bilmek
Seni bilmek en büyük ceza


Ege önündeki Alaz ve Devin'e çarparken Zeyno burnunu kıvırdı.

"Bu ne ya? Çok yavaştı." dediğinde kucağındaki Ela ona katılır gibi başını salladı.

"Ayağımızı öne doğru baskı yaparsak daha hızlı vururuz." dedi Ela bilmiş bilmiş. Ege kaşlarını kaldırırken işaret parmağıyla orta parmağı ile Ela'nın burnunu sıktırdı.

"Allah Allah yaa. Fındık mısın sen?" dediğinde Zeyno'ya döndü. "Çok tatlı." dediğinde Zeyno gülerken başını salladı.


Her anın aklımda, her kıvrımın
Sanmasınlar asla seni benden ayrı


Çağrı Hazal ve Ece'nin arabaları etkileşimsizlik sonucu durduğunda Çağrı kenardaki görevliye doğru bağırdı.

"Kardeş şuna bi baksana ya!"

Görevli ona doğru seslendi. "Abi arızalı olana binmişsiniz o arada etkileşimsizlik yaratır. Düzelince hareket edersiniz zaten." dediğinde Hazal oflarken Ece gülümsedi.

"Pembe olunca hızlı gider sanmıştım." dediğinde Çağrı tam ona cevap verecekti ki arkadan onlara vuran Zeynoların arabasıyla üçü de savruldular. 

"Vurun vurun. Düşene bi de siz vuru-" doye bağıran Hazal'ın sesini kesen ikinci bir çarpma sonucu savrulmalarıydı. 

"Oha ya!" dediğinde o tarafa doğru döndüler. Onlara gülen Arap Duru ve Yağız'ı gördüler. Araplar kahkaha atarken Çağrıların arabası aniden hareket etmeye başladı.

Çağrı elini direksiyona götürürken hızla Arap, Duru ve Yağız'ın olduğu arabaya çarptı ve işaret parmağıyla Ece'yi gösterdi. 

"Teşekkür ettik." dedi Ece açıklar gibi. 

Çağrı ve Hazal gülmeye başladı.


Savrulur savrulur saçlarında hayatın
Seni sorsunlar benden, bi' tek ben anlarım


Bora direksiyonu çevirir çevirmez Ali, Barış ve Ateş'in olduğu arabayla burun buruna çarpıştılar. Bora Ateş'e doğru konuştu.

"Bizi karşına almak doğru seçenek değildi dostum." dediğinde Ateş ona doğru seslendi.

"Ben sizi karşıma almadım. Sen beni karşına aldın."

Bora merakla sordu. "Naptım lan ben sana?" 

Ali direksiyonu diğer tarafa çevirirkez uzaklaştılar.

Beliz Bora'ya döndü. Tam bir şey diyecekti ki onlara hızla çarpan Egelerin arabasıyla kollarını refleks olarak kucağındaki Asel'e sararken kafası Bora'nın kafasıyla çarpıştı.

"Çüş napıyosunuz oğlum?" dediğinde Ege göz kırptı.

"Ela'nın taktiği söylemeyiz." diyerek onlardan uzaklaştıktan sonra hızla Çağrılara çarptılar.

Bora alnını tutan Beliz'in kıpkırmızı olmuş olan alnına baktı. "Boynuz çıkarmadan bari." dedi ve Asel'e döndü. "İyi misin?"

Asel gülümseyerek başını salladı.

Beliz alnından elini çektiğinde arabalar durmuştu. Bora ona bakarken sırıttı.

"Adım ne benim?" dediğinde Beliz anlamamış bir şekilde ona bakarken ayağa kalktı. Arabadan indiklerinde cevap verdi. 

"Bora." dediğinde Bora ağzının kenarıyla gülerek konuştu. 

"Onu unutamazsın zaten." dediğinde Beliz kızmak yerine gülmeye başladığında kaşlarını çattı.

"Beyin sarsılması falan mı yaşadın?" dediğinde Beliz gülerken konuştu.

"Komik şakaydı." dediğinde yanlarına gelen Ateş'e döndü. "Oyuncak ister misiniz?" dediğinde Ateş ve Asel başlarını salladılar.

Bora'ya sırıtarak göz kırptı. "Sen Asel için ben Ateş için." dediğinde Bora başını salladı.

Silahları ellerine aldıklarında Bora Asel'e döndü. "Hangisini istersin?" 

"Pembe olaan!" dedi Asel gülümseyerek. 

"Tamamdır." dedi Bora ve Beliz'e meydan okuyucu bir bakış attı. Beliz ise hedefine kilitlenmiş gözlerini kısarken konuştu.

"Ben senin hangisini istediğini biliyorum." dediğinde ikisi de aynı anda ateş etti ve iki balon da aynı anda patladı. 

Bora kaşlarını kaldırarak Beliz'e döndüğünde Beliz'de gülümseyerek ona bakıyordu.


Her anın aklımda, her kıvrımın
Sanmasınlar asla seni benden ayrı


"Bende bendeee!" diye Alaz ve Devin'i çekiştiren Yiğit onların yanında durdu.

Alaz eline silahı alırken anında bir balon vurdu. Yiğit'e sırıtarak dönerken göz kırptı. "Seç beğen al." dediğinde Yiğit görevliye istediği oyuncağı göstermeye gitmişti. 

Devin Alaz'a döndü. İşaret parmağı ile pembe peluş oyuncağı gösterdi.

"Bende onu istiyorum." dediğinde Alaz gülerken başını salladı ve silahı eline aldı. Bir balon daha patladığında silahı tezgaha koydu ve Devin'e döndü gülümseyerek.

"Buyur." dediğinde Devin'in yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti. 


Savrulur savrulur saçlarında hayatın
Seni sorsunlar benden, bi' tek ben anlarım


Çınar Lavin ve Elisa pamuk şeker aldıktan sonra Elisa köşedeki çiçekçi tezgahını işaret etti. "Çok güzelleer." dediğinde Çınar gülümserken onun elini bıraktı ve çiçekçi tezgahına doğru ilerledi.

Lavin'in elinden tutan Elisa başını Lavin'e doğru kaldırarak sordu. "Napıyor?" 

Lavin gülümseyerek ona baktı. "Sanırım sana çiçek alıyor." dediğinde yanlarına iki çiçek buketiyle gelen Çınar birini Elisa'ya uzatırken konuştu. "Buyrun prenses hazretleri." dediğinde Elisa kıkırdayarak çiçeği eline aldı ve Çınar'ın yanağına hızla bir öpücük kondurdu.

Lavin onlara gülerken Çınar diğer buketi de ona uzattı. "Bu da senin." dediğinde Lavin'in gözleri parladı. Gülümserken çiçek buketini eline aldı ve aniden Çınar'ın yanağına bir öpücük kondurdu.

Çınar'ın kaşları şaşkınlıkla kalkarken dudaklarına bir gülümseme yerleşti. Gözleri hayranlıkla Lavin'e döndü.


Her anın aklımda, her kıvrımın
Sanmasınlar asla seni benden ayrı


Merih Cemre ve Berk gondoldan indiklerinde Cemre sitemle konuştu.

"Şimdi kusacağım ya." 

Merih omuz silkerken konuştu. "Bence çok eğlenceliydi. Değil mi Berk?" dediğinde Berk sırıttı.

"Fena bişeydi. Sen nasıl korkmadın lan?" dediğinde Merih sırıttı.

"Büyüyünce senin gibi olucağım için korkmadım. Cesur ve yakışıklı." dediğinde Cemre ona güldü.

***

Eve geldiklerinde karanlık çökmüştü. Kapının önünde indiklerinde Berk kapıda duran Metin'in otobüsünü gördü.

"Ben döndüğümüzü unutmuşum ya." dedi Beliz derin bir iç çekerken.

Eşyalarını toplayıp aşağıya indiklerinde Hanife teyze merdivenlerin başında onları bekliyordu. Gözleri dolu doluydu. 

Ege ona sarılırken konuştu. "Yapma böyle Hanife Sultan. Tası tarağı toplar buraya taşınırım bıkarsın benden valla." dediğinde Hanife teyze buruk bir gülümsemeyle karşılık verdi.

"Babaanne ağlama ya." diyen Beliz'de onlara sarılırken Hanife teyze konuştu.

"Ağlamayrum da." dediğinde Ege ve Beliz'den ayrıldı. "Eve bi ses gelduydu." dediğinde Çağrı sırıttı. Hanife teyze ekledi. "Ama başumu şişurdunuz." dediğinde etraftaki üzüntüyü dağıtmak istediği belliydi. 

Gençlerin hepsi ona dudaklarını büzerek baktığında Hanife teyze konuştu. "Gene gelin. Beni unutmayasunuz ha." dediğinde Berk ona sarılırken Hanife teyze laf sokar gibi konuştu. "Bunun gibi hayursuz olmayun." dediğinde Ali'nin çalan telefonuyla duraksadılar. 

Ali açıklar gibi konuştu. "Annem görüntülü arıyor." dedi tam sessize alacakken Hanife teyze ona doğru seslendi.

"Aç aç da konuşalum." dediğinde Ali Hanife teyzenin yanına gelirken telefonu açtı.

"Annecim nerdesin sen sabahtan beri açmıyorsun telefonları-" Derya ekranda gördüğü kişi ile donakaldı. Hanife teyzenin ağzından şaşkınlıkla onun ismi döküldü.

"Derya."

Ali Berk ve Beliz şaşkınlıkla Hanife teyzeye döndü.

                      15. BÖLÜM SONU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaçmaya çalıştığın cehennemi taşıyorsun içinde.

2.Bölüm: Küçük Çatlaklar

iyileşmiyor susmayı öğreniyor yara.