37.Bölüm: Buğulu Gözler

-kapağı tam kapatılmamış anılar yerinden oynayan kaldırım taşları gibi sizin de dengenizi bozuyor mu bazen?

                       YAZAR'DAN

Saat on bir'de kapısının sertçe çalınmasıyla yerinden kalkan Oğuz Duman Çınar'ın öfkeli sesini duydu.

"Aç kapıyı baba!"

Kaşları çatılırken hızla kapıyı açtığında Çınar'ın ona öfkeyle baktığını gördü. Gözleri onun yanındaki Devin'e kayarken Devin Çınar'a kaygıyla bakıyordu. "Noldu çocu-"

Çınar babasının yakasına sinirle yapışırken Oğuz'un sesi yarıda kesildi. "Sen nasıl bi ikiyüzlüsün lan! Ben sen üzülüyorsun diye bu kızı buraya getirmeye çalıştım defalarca! Onu suçladım!" dediğinde nefes nefese duraksadığında Oğuz merakla sordu.

"Noldu oğlum?"

"Bana sakın... sakın oğlum deme. Sen kendi kızını vurdun be! Nasıl bi kansızsın sen!" dediğinde tam yumruğunu kaldırmıştı ki Devin'in onun kolundan tutup konuşmasıyla duraksadı.

"Dur Çınar." 

Çınar ellerini babasının yakasından çekerken konuştu.

"Alaz'la derdin neydi?"

Oğuz başını iki yana sallarken konuştu. "Söyleyemem."

"Lan ne demek?" diyen Çınar bir kez daha ona atak yapmıştı ki Devin'in onu göğsünden itmesiyle kendini tuttu. "Ne demek söyleyemem? Sen olacakların farkında mısın o kurşun bir kaç santim yana kaysaydı." dediğinde yutkundu ve bağırdı. "Kızını öldürecektin!"

"Tamam yeter Çınar." diyen Devin babasına dönerken ekledi. "Bize Alaz'la derdinin nolduğunu söyle."

Kapının tıklamasıyla duraksarlarken Oğuz yanlarından geçerek kapıyı açtı. 

Devin Çınar'a dönerken konuştu. "Gidelim mi burdan artık?"

Çınar onun yüz ifadesine baktı ve başını salladı. "Gidelim."

***

"Günaydııınlaaar!" diyerek Beliz'in yatağına atlayan Gece ile Beliz gözleri kapalıyken gülümsedi ve yanına atlayan Gece'ye sarıldı.

"Bu ne enerji efendiim?" derken gözlerini açan Beliz ile Gece sırıttı.

"Bugün dünyanın en en iyi arkadaşı doğduğu için biraz böyleyim ama..." dediğinde göz devirdi ve konuştu. "Çok zor gülmek."

Beliz ona kahkaha atarken Gece arkasındaki kutuyu çıkardı ve ona uzattı. "İyi ki doğdun hayatımın neşesi, ışığı, böceği.." dedikten sonra ne diyeceğini bilemedi. "Her neyse işte." dediğinde Beliz gülümseyerek dolmaya başlayan gözleriyle ona baktı.

"Yaa Gece.." dediğinde Gece kaşlarını çattı.

"Of drama bağlama hemen." dediğinde kutuyu onun kucağına uzattı.

Beliz başını sallayarak kutuyu açtığında içinden rengârenk kelebek şeklinde el yapımı bir kolye çıktı. Kolyenin ortasında minik, parıldayan bir taş vardı ve Beliz’in sevdiği mor tonlarında ince ince işlenmişti. Beliz’in gözleri faltaşı gibi açıldı. “Gece bu… Bunu sen mi yaptın?” diye sordu sesinde hayranlık ve duygu karışımı bir titreme vardı.

Gece hafifçe omuz silkti “Eee biraz uğraştım işte. Öyle abartılacak bir şey değil." dedi ama gözlerindeki muzip ışıltı ne kadar emek verdiğini ele veriyordu. 

Beliz kolyeyi eline aldı parmaklarıyla nazikçe taşına dokundu ve “Bu dünyanın en güzel hediyesi.” diyerek Gece’ye sıkı sıkı sarıldı. 

"Daha bitmedi." diyen Gece arkasındaki diğer kutuyu çıkarırken ekledi. "Bak bunu açarken ağlamayacağına söz ver." dediğinde Beliz başını iki yana salladı.

"Söz veremem."

Gece kaşlarını çattı. "Kaçarım bende." dediğinde Beliz onun elinden kutuyu alıp açtı. Kutunun içinde kocaman cam bir şişe vardı. Ve içinde bir kaç tane kağıt. Gece dudaklarını yalayıp boğazını temizlerken konuştu.

"Sahilde oturduğumuz gün demiştin ya bana..."

1 Yıl Önce

Gece ve Beliz sahilde bağdaş kurmuş otururlarken Beliz derin bir iç çekerek konuştu.

"Çok merak ediyorum mesela.. Bugün doğdum ben. Babam nasıl biri mesela? Kardeşim var mı? Ne bileyim? Annem neden beni bıraktı.." dediğinde ekledi. "Hiçbirini bilmiyorum."

Gece ona dönerken konuştu. "Gizemli bir yaşamın var işte kızım." dediğinde saçlarını savururken denize geri döndü. "Çok havalı." 

Beliz ona kahkaha atarken konuştu. "Seni çok seviyorum ya." dediğinde ekledi. "Keşke böyle bir cam şişem olsa seninle olan anılarımı onun içine atsam... Ya da ne biliyim.." gözleri uzaklara dalarken ekledi. "Babamla belki... Belki kardeşimle.. Ya da belki de abim vardır."

"Abi işi sıkıntı yalnız ya." dedi Gece ona dönerken.

Beliz gülümsedi. "Doğru."

"Amaaa.." dedi Gece ona dönerken. "Şimdilik benle idare ediyorsun canım çünkü ben ortada bir kardeş abi abla göremiyorum. O şişenin içinde ilk benim anılarım olacak ben karışmam." dediğinde Beliz kahkaha attı.

"Ona şüphe yok zaten." dediğinde kocaman gülümsedi. "Ama doğum günüm bitmeden dondurma yemem lazım çünkü dondurmasız doğum günü mü olur?" 

"Eee dediğimiz gibi içindeki anılar benle olanlar." diyen Gece kaşlarını kaldırdı. "Ama.." diyerek şişeyi kaldırdı ve Beliz'e uzattı. "Şimdi sıra diğerlerinde. Babanla anılarını anlat, ikizinle eğlendiğin anları ya da.." dedi ve ona dolu gözlerle bakan Beliz'e muzipçe gülümserken ekledi. "Bora'yla olanları." diyerek göz kırpan Gece'yle Beliz gülerek ona sarıldı.

"Gece.. Bu çok güzel ve özel." dediğinde gözlerinden bir kaç damla yaş aktı. "İyi ki varsın." dediğinde Gece'de onun sırtına elini koydu. 

"Sen de iyi ki varsın." dediğinde ayrıldılar. 

Beliz gözünden akan yaşlarla gülümserken Gece'ye bakarak kıkırdadı. "Gözlerin mi doldu senin?"

Gece kaşlarını çattı. "Ne alakası var canım?" dedi ve saçlarını arkaya savurdu. "Odan mı tozlu senin toz falan kaçmıştır." 

Beliz kahkaha atarken konuştu. "Ay saat kaç olmuş daha insanları arayıp davet edicem." dediğinde Gece konuştu.

"Kaç kişi mesela?"

"Şöyle düşün. Sadece sınıf 17 kişi. Bunun yanına onların aileleri babamın arkadaşları falan eklenince.. Baya oluyo."

"Hmm." dedi Gece. Sonra gözlerini kıstı. "İkizin ne işe yarıyor tam olarak? Ortalıkta da görünmüyor?" dediğinde Beliz başını iki yana salladı.

"Berk elini hiçbir şeye sürmez ki. İstemiyordu bile kutlamak." dediğinde Gece kaşlarını çattı.

"Pardon da. Bal gibi de sürecek elini. Bi kere doğuyorsunuz ya." dediğinde ayağa kalkarken ekledi. "Gel arama görevini ona yıkalım." 

Beliz dudağını yana kıvırırken omuz silkti. "Uyanmamıştır ki." dediğinde ekledi. "Ama uyandırabiliriz."

***

"DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BERK! YENİ YAŞIN KUTLU OLSUN BERK. BİR DİLEK TUT GERÇEK OLSUN BEERK!" 

Ses bombasından çalan şarkısının sesiyle gözlerini açan Berk ofladı.

"Şu müziği kıssanıza!" diye bağırdığında yan odadan sesin biraz daha açılmasıyla doğruldu ve otururken bağırdı. "Alooo! Kime diyorum ya!"

Ses biraz daha açıldığında sinirle kendi odasından çıkıp salinda duraksarken sesin yanındaki kullanılmayan odadan geldiğini duyarak hızla içeri girdiğinde bir kaç balonu yerleştirmeye çalışan Gece ve balonlarla oynayan Beliz'le karşı karşıya kaldı.

"Size diyorum di-" 

Gece'nin elindeki konfetiyi patlamasıyla irkilirken kaşlarını çatarak sustu. 

Gece sahte bir heyecanla "Sürpriz!" dediğinde Berk uykulu bakışlarla ikisine bakarken saçına yapışan simleri ve kağıtları silkeledi.

"Şu müziği bir kıssanıza!" dedi onların duyması için biraz daha bağırırken.

Gece şarkıyı kapatırken Beliz kıkırdayarak balonu hafifçe Berk’e doğru itti balon havada süzülerek Berk’in suratına çarptı. "Ay pardon!" dedi Beliz kahkahasını tutamayıp.

Berk önündeki balonu eliyle uzaklaştırırken konuştu. "Bakın bugün pazar ve benim uyumam lazım. Uyuyabildiğim tek gün. Ben uzun zamandır adam akıllı uyuyamıyorum..."

Gece ona anlamsız bakışlar atarken Beliz konuştu. "Abartma Berk." dediğinde ekledi. "Akşam parti var ve senden ufak çok ufak bi ricam var." 

Berk başını salladı. "Ne?"

"Sınıfın yarısını sen ara yarısını ben arayayım." dediğinde Berk'e bakarken ekledi. "Sarp'ı ben ararım söz." dediğinde Berk'in uykulu gözleri açıldı.

"Sarp'ı da mı çağırıyoruz?" dedi çatılan kaşlarıyla.

Beliz başını salladı. "Ayıp olur." dediğinde ekledi. "Ali'leri de sen ara." dedi göz devirirken.

"Tamam." dedi Berk arkasına dönerken. "Bana arayacaklarımı liste atarsın." dediğinde kapıdan çıkarken dönüp geriye baktı. "Bu odaya niye girdiniz?"

"Benim odam çünkü." dedi Gece hazır bir cevap gibi.

Berk odayı baştan aşağı süzerken konuştu. "Yalnız her sabah bu kadar sesle uyandırılmak istemem." dediğinde Gece meydan okur gibi konuştu.

"Sen bunu söyledin ya.." dediğinde gözlerini kısıp küçük bir tebessüm etti. "Çekeceğin var." dediğinde Berk ona göz devirirken odadan çıktı.

Gece onun çıkışıyla Beliz'e dönerken göz devirerek onun taklidini yaptı ve konuştu. "Hâlâ nasıl anlaştığını aklım almıyor." dediğinde Beliz omuz silkti.

"Genelde anlaşamıyoruz zaten." dediğinde Gece ona güldü.

***

Matfak masasında oturmuş listeleri oluşturmuş olan Beliz yanındaki Gece'ye dönerek konuştu. "Birazdan Berk merdivenlerden inecek izle ve gör." dediğinde Gece ona döndü.

"Ne alaka?"

"Listeleri gönderdim çünkü." dedi Beliz sırıtırken. Ve dediği de oldu. Merdivenlerden inen Berk'i gören Gece kaşlarını kaldırırken yanlarına oturan Berk konuştu.

"Ben Cemre'yi aramam." dediğinde Beliz omuz silkti.

"Hmm.." listeme bi bakayım. "Sarp'ı ara o zaman."

Beliz!" dedi Berk ona bakarken. "Ben ciddiyim."

"Öf tamam be." dedi Beliz. "Bora'yı da sana yazdım ona Cemre'de davetli gibisinden bir şey söyle zaten beraber gelirler." dediğinde Berk başını salladı.

"Bora ve Cemre?" dedi Gece sorgular gibi. "Ne alaka?"

"Kardeşler." dedi Beliz sırıtırken.

"Peki dün akşam konuştuğumuz o kız Cemre'mi?" dedi Berk'e dönerken.

Berk başını salladı. "Evet." dediğinde telefonunu açtı ve kulağına götürdü. Sonra Beliz'e dönerken konuştu. "Bora'yı arıyorum."

Beliz gülümserken alayla konuştu. "Çok öptüğümü söyle."

Berk oturduğu sandalyeden doğrulurken elini Beliz'in saçları arasına daldırdı ve saçlarını karıştırdı. Elini çektiğinde Beliz'in saçları adeta akıl hastanesindeki deliler gibiydi.

Beliz yüzü düşerken bıkkın bakışlarla ona baktığı sırada Berk keyifle sırıttı.

"Heh günaydın Bora." dediğinde Beliz önüne gelen saçları eliyle iterken Gece onun bu haline güldü.

"Hayırdır rüyanda mı gördün?" diyen Bora'nın telefonun ucundan duyulan sesiyle Berk konuştu.

"Yok rüyamda görmedim." dediğinde onu dinleyen Beliz sırıtarak Gece'ye döndü.

"Çok komik biri." dediğinde ekledi. "Rüyanda mı gördün beni diyo." 

Gece ona göz devirirken Berk konuşmaya devam ediyordu.

"Bugün bizim doğum günü partimiz var da siz de gelin diyoruz." dediğinde Bora konuştu.

"Aa kutlu olsun doğum gününüz." diyen Bora ekledi. "Cemre'yi ikna edebilirsem geliriz." dediğinde Berk konuştu.

"Tamam. Teşekkürler." dediğinde telefonu kapattı.

"Cemre'yi ikna edebilirsem geliriz dedi."

"Şimdi Cemre'yi de ara o zaman." diyen Beliz ile Berk kaşlarını çattı. 

"Senle anlaştık mızıkçılık yapma!" dediğinde Gece araya girdi.

"Bence de aramalısın."

Berk kaşlarını kaldırırken merakla sordu. "Sebep nedir buzlar kraliçesi?" dediğinde Gece konuştu.

"Çünkü kadınlar bunu umursar. Sen kendin davet etmedin şuan ve gelmeyecek." dediğinde Beliz korkuyla Berk'e döndü.

"Ya lütfen ara lütfen. Ben bu yaşıma Bora'sız girmek istemiyo-" Berk'in gergin bakışlarıyla cümlesi yarım kalırken yutkunarak ekledi. "Valla çok üzülürüm."

Berk onun bu halina bakarken ofladı. Sonra ayağa kalkarken telefonu kulağına götürdü ve oradan biraz uzaklaştı. 

Telefon açılırken diğer ucundan Cemre'nin uykulu ve şaşkın sesi duyuldu. "Günaydın..." diyen Cemre biraz durdu ve hızla ekledi. "Doğum günün kutlu olsun."

Berk'in yüzüne buruk bir gülümseme yerleşti. İkisi de biliyordu ki şuan her şey çok farklı olabilirdi.

"Teşekkür ederim." dedi Berk. Sonra ekledi. "Akşam bizim evde parti var. Yani.. gelirsen mutlu oluruz."

"Olur musun gerçekten?" diyen Cemre'nin sesinde de bir hüzün vardı.

"Olurum." dedi Berk yutkunurken. Buğulanan gözlerini bir noktaya dikti.

"Size iyi eğlenceler diliyorum yine de." dedi Cemre ve ekledi. "Teşekkürler çağırdığın için ama ben gelemeyeceğim." dediğinde telefon Berk'in suratına kapandı. 

Berk derin bir nefes alırken telefonu kulağından indirdi ve elleriyle buğulanan gözlerini sildi. Gece ve Beliz'in yanına gitti ve masaya oturdu.

Ona merakla bakan Beliz konuştu. "Ne dedi? Geliyorlar mı?"

"Gelmiyor." diyen Berk'le Beliz'in yüzü düştü. 

"Off." diyerek başını kollarının üzerine koyarken konuştu. "Yani Bora'da gelmiyor." dediğinde ekledi. "Allah'ım neden ya? Neden ben neden neden?"

Cemre telefonu kapatır kapatmaz yanındaki komidine fırlatırken yatağa uzandı. Ordan komidinin altındaki çekmeceyi açtı ve içindeki kutuyu çıkardı. Kutuyu açarken içinde Berk ile olan bir sürü fotoğrafı görür görmez gözleri doldu. 

İki hafta önce heyecanla hazırlamıştı oysa bunu.

Cemre salondaki geniş masada kestiği fotoğraflara gülümseyerek bakarken merdivenlerden inen Bora onun yanına oturdu. 

"Noluyor burda?" dediğinde onların fotoğraflarını gördü ve göz devirdi. "Iyy buram buram aşk kokuyor burası." dediğinde Cemre ona gülerken omzuna vurdu.

"Berk'in doğum günü yaklaştı." dediğinde önündeki kocaman kutuyu gösterdi. "Resimlerimizi buraya yapıştırıp küçük kartlarla notlar bırakacağım. Veee..." dedi heyecanla Bora'ya dönerken. "Sende bu kutuyu müzik kutusu gibi yapacaksın." dediğinde Bora kaşlarını çattı.

"Pardon? Benim niye haberim yok bundan?"

"Oldu işte. Beni kırmazsın dimiii.." diyen Cemre onun koluna yaslanırken Bora sırıttı. 

"Şarkı ne?" 

Cemre gülümserken konuştu. "Cem Adrian - Mutlu Yıllar"

Cemre kutunun kenarındaki düğmeye basarken odanın içini şarkı sesi doldurdu.


Benim için siler misin geceyi gökyüzünden?


Gözünden dökülen damlalar saçlarının arasına yerleşirken kutunun içinden bir not aldı ve okudu.

Doğum günün kutlu olsun hayatıma doğan güneş çocuk. Bu kutuyu hazırlarken fotoğraflarda her yüzünü gördüğümde bir gülümseme yerleşti yüzüme. Bendeki etkin de bu işte...

Şuan eskisi kadar yakın değiliz. Ya da ben öyle hissediyorum ama ben eminim ki biz senin doğum gününe kadar bunu hallederiz. Net.. Ve sen bu notu okuduğunda sırıtarak bana döner ve dersin ki; Ben senden uzak kalamam Cemre.

Neyse.. Seni bolca seviyorum karizmatik, tatlı ve dünyanın en iyi sevgilisi. Birlikte nice yıllara.

Cemre notu geri kutunun içine bırakırken acıyla gözlerini kapattı. Kutudan çalan şarkı devam ediyordu.


Benim için tutar mısın kendi ellerinden?


Doğrulurken oturur pozisyona geçti ve kutunun içindeki fotoğraflarda gezdirdi gözlerini. 


Benim için okşar mısın saçının her telini?


Gözünden yaşlar süzülürken fısıldadı. "Mutlu yıllar Berk."


Kendin için yakar mısın mumları bu gece?


Kapının açılışıyla kutuyu hızla kapattı ve şarkı sustu. Cemre kimin geldiğine bakmadan geri yatağa yatarak yorganı kafasına çekti.

"Günaydın." diyen Bora'nın sesini duyduğunda içi biraz da olsun rahatladı. 

"Uyuyacağım çıkar mısın?" dedi yorganın altından boğuk çıkan sesiyle.

"Yorganın altında ağlayınca canın daha mı az acıyor?" diyen Bora onun yatağına oturdu ve yorganı onun kafasından çekti. 

Cemre oflarken ona döndü. "Hayır." dediğinde kanallarındaki ıslaklıkları sildi. "Gram azalmıyor içimdeki acı. Çok istiyorum Bora." dedi doğrulup oturduğunda. "Onu unutmak önüme bakmak bende çok istiyorum. Ama olmuyor. İçimdeki o sızı kendini hatırlatıyor." dediğinde Bora ona sarıldı. 

"Gidecek miyiz partiye?" dediğinde Cemre burnunu çekti.

"Ben gitmeyeceğim." dediğinde ekledi. "Ama sen git."

"Asla." dedi Bora "Seni burda böyle bırakıp partiye mi gidicem bir de?"

Cemre onun göğsünden doğruldu ve ona bakarken konuştu. "Tamam git. Söz ağlamam." dediğinde Bora güldü. Gözleri yatağın üstündeki kutuya kayarken konuştu.

"Vermeyecek misin hediyeni?" 

Cemre başını iki yana salladı. "Nasıl veriyim şimdi bunu ona?" dediğinde yutkundu.

"Sen bu kutuyu hazırlarken heyecandan midene ağrılar giriyordu hatırlıyor musun? Gecenin üçünde beni kaldırıp ‘Bu not fazla mı romantik oldu?’ diye sormuştun.” diyen Bora ile Cemre gülümsedi.

"Sende notu alıp buruşturup suratıma fırlatmıştın ve seni bir daha uyandırmamam için tehditler savurmuştun." dediğinde Bora sırıttı.

"Konumuz şuan bu değil." dediğinde ekledi. "Bu kutu sadece bi kutu değil. Öf tamam.." dedi sonra bıkkınlıkla. "Bana edebi aşk konuşması yaptırma kendimden nefret edicem şimdi. Bunun içinde senin hislerin var ve verirsen belki içindeki acı da azalır." dediğinde Cemre başını iki yana sallarken kutuyu çekmeceye geri koydu.

"Vermeyeceğim."

"Tamam." dedi Bora ve ayağa kalktı. "Dün hiçbir şey yemedin bir şey demedim ama şimdi iniyorsun aşağıya ve benimle bir şeyler yiyorsun." dediğinde ona bakan Cemre'ye işaret parmağını sallarken konuştu. "Bekliyorum bak." dediğinde kapıdan çıktı.

***

"Şuraya kocaman bir masa koyabiliriz." diyen Gece bahçedeki köşeyi organizasyon şirketindeki görevliye gösterirken Berk katalogdan süs seçen Beliz'in yanına gitti ve konuştu.

"Senin bu arkadaşın bahçeyi daha çok balo alanına çevirecek gibi."

Beliz ona yan yan bakarken konuştu. "Onun zevkine güveniyorum ben." dediğinde Berk başını sallarken ciddiyetle bir şeyler anlatan Gece'yi izlemeye başladı.

Kapının çalma sesiyle hızla kapıya gittiğinde kapıda Çağrı ve Ege'yi görmesiyle kaşlarını kaldırdı.

"Hoşgeldiniz bro." dediğinde Çağrı sırıttı.

"Aslında kapıyı açınca doğum günü şarkısı söyleme planımız vardı ama Ege yapmam dedi."

Ege ona göz devirirken Berk'e sarıldı. "Doğum günün kutlu olsun kardeşim." 

Berk gülümserken elini onun sırtına koydu. "Teşekkürler kardeşim." dediğinde onlar ayrılırken Çağrı kollarını açarak ona doğru yürüdü ve konuştu.

"Çen 18 mi oldun çen?" dediğinde Berk gülerken ona sarıldı. "Doğum günün kutlu olsun bro." 

"Teşekkürler." diyen Berk ikisine bakarken gülümsedi. "İyi ki varsınız lan." dediğinde ekledi. "Hadi bahçeye gelin sizi biriyle tanıştıracağım."

Bahçeye geldiklerinde Belizlerin yanına geldiler. 

Çağrı Beliz'e sarılırken konuştu. "İyi ki doğdun kız fıstık."

"Ayy teşekkürlerr." diyen Beliz Ege'yle de sarılırken Ege konuştu.

"Doğum günün kutlu olsun ufaklık." dediğinde Beliz ona göz devirirken gülümsedi. 

"An itibariyle reşit bir bireyim." dediğinde Ege onun saçlarını karıştırdı.

"Bu bizim ufaklığımız olduğun gerçeğini değiştirmiyor."

Berk Gece'yi gösterirken konuştu. "Bu Gece." dediğinde Gece tokalaşmak üzere elini uzattı.

Çağrı gülerek onunla tokalaştı. "Ben de Gündüz." dedi gülerken. Gece'nin ters bakışları onu bulurken Berk Çağrı'ya kaşlarını kaldırıp indirdi. "Hee." dedi Çağrı. "Siz ciddisiniz. Çağrı bende." dediğinde Gece ona sahte bir gülümseme atarken Ege'yle tokalaştı.

"Ege bende." diyen Ege'yle ellerini ayıran Gece konuştu.

"Bende Gece." dediğinde yan bir şekilde Çağrı'ya baktı. "İsim şakalarına alışkınım en azından." dediğinde ekledi. "Beliz'in arkadaşıyım ben bu arada." 

"Gece Hanım bakabilir misiniz?" diyen organizasyon şirketindeki görevliyle o tarafa döndü.

"Hemen geliyorum." 

Gece'nin gidişiyle Ege konuştu. "O neydi ya öyle? Bi an bakışlarıyla Çağrı'yı öldürecek sandım." dediğinde Beliz güldü.

"Merak etmeyin daha önce kimseyi öldürmedi." 

***

Herkes yavaş yavaş toplanmaya başlarken Beliz ve Çağrı ses sisteminin başında tartışma içindeydi.

"Ya Çağrı benim ayarladığım listeyi çalacaksın!"

Çağrı oflarken başını iki yana salladı. "Hayır benden çalacağız. Bak temas etme saçlarını bozarım." diye tehdit etti onu.

"Ya benim doğum günüm bugün! Benim playlistimi açmak zorundasın duydun mu?"

"Yoo benim de bromun doğum günü." dedi Çağrı bir çocuk gibi omuz silkerken.

Beliz hızla sistemi kendi telefonuna bağlayıp playlistinden şarkı açarken sahte bir hüzünle konuştu. "Zaten Bora da gelmiyo-"

Gözleri bahçe kapısından giren Bora'yı bulduğunda ses sisteminden açtığı şarkı yükseldi.


Neden kaçtın neden?
Mesut olurduk belki


"Geldi." diyen Çağrı gülümserken ses sisteminin sesini yükseltti. 

Beliz Bora ile göz göze geldiğinde yüzüne bir gülümseme yerleşti.


Korkuttum mu seni?
Benden ne zarar gelir ki


Yanlarına doğru gelen Bora ve Cemre'yle Beliz kaşlarını kaldırıp kendine gelir gibi olduğunda yanlarına gelen Bora konuştu.

"Selam." dediğinde Çağrı ile tokalaştı. Sonra Beliz'e döndü. "Doğum günün kutlu olsun." dediğinde Beliz gülümserken utangaç bir şekilde başını salladı. 

"Teşekkür ederiim. Hoşgeldiniz."


Seni seyretmem gezmem lazımdı
Bu yolun sonunu bulmam lazımdı


"Doğum günün kutlu olsun Beliz." diyen Cemre'yle Beliz ondan da teşekkür ederken Çağrı ve Cemre, Ege'nin olduğu masaya doğru uzaklaştılar.

Bora'nın gözleri onun yüzünde gezinirken Beliz yutkundu.

"Çok güzel olmuşsun bu arada." dediğinde Beliz'in kaşları şaşkınlıkla ve sevinçle kalkarken gülümsedi. 


Seni tanımam bilmem lazımdı
Bu hikayeye bir son lazımdı


"Ay Beliiz!" diye yanlarına gelen Gece'yle bakışmaları kesildi. İkisinin de bakışları ona dönerken Gece kaşlarını kaldırdı. "Pardon ben böldüm galiba." dediğinde sorgular gibi Beliz'e döndüğünde Beliz hızla Bora'ya onu gösterirken konuştu.

"Gece, Bora." dediğinde Gece'ye de Bora'yı işaret etti. "Bora, Gece."

Onlar tokalaşırken Gece imayla Beliz'e gülümsedi. 

"Memnun oldum o zaman." diyen Gece aceleyle ekledi. "Ben senin ikizine bakayım en son kokteyl sorunu mu ne çıkmış onlarla ilgileniyordu." dediğinde Beliz'e sırıtarak göz kırparken yanlarından ayrıldı.


Öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan
Nasılda bağladın beni?


Tam kokteyller için ayrılmış küçük odaya giriyordu ki elindeki koliyle üstüne doğru gelen Berk'i görünce hızla geri çekilmeye çalışarak bağırdı. "Berk!"

Berk sesin nerden geldiğini anlamazken elindeki kolinin yan tarafından başını uzatarak o tarafa baktı ve sendeleyerek duvara tutunan Gece'ye bakarken kaşlarını kaldırdı. 

"Gece?"

Gece yüzünü buruştururken sinirle ona döndü. "Önüne baksana gerizekalı." dediğinde Berk koliyi yan tarafa bırakırken konuştu.

"Koli görüş açımı kapatıyordu. Var mı bir şeyin?" 

Gece acıyan bileğini tutarken konuştu. "Sayende var." dediğinde üzerine basmayı denedi ama hissettiği acıyla geri duvara tutunurken ekledi. "Burkuldu galiba."

Berk ona kolunu uzatırken konuştu. "Gel bi otur." dediğinde Gece onun koluna girerken koltuklara doğru ilerlediler.


Hani bi' geldin bi' kayboldun
Esrarlı mağrurdun, aklıma sardım seni


O sırada bahçeden içeri giren Cemre onları görerek yerinde sabit kalırken kaşları havaya kalktı.


Nedir sırrın ne senin?
Çekip bıraktım sen kimsin


Berk organizasyon şirketindeki görevliye seslendi. "Bi buz getirir misi-" cümlesi kapıda onlara bakan Cemre'yi görmesiyle kesildi. 

Cemre Berk'le göz göze gelince hemen geri döndü ve bahçeye geri çıktı.


Toz ol derdim bitsin
Aklım aşkını yensin


Berk'in yüzüne bir gülümseme yerleşirken ona uzatılan buzu aldı ve Gece'nin bileğine koydu.

Oraya eğildiğinde Gece'yle göz göze kaldılar. "İyi mi biraz daha?" dediğinde Gece onun elinden buzu aldı ve bileğine iyice yerleştirdi.

"İyi." dediğinde ona bakan Berk'e başını iki yana salladı. "Ne bekliyorsun başımda? Teşekkür falan beklemiyorsun herhalde senin yüzünden oldu ya hani." 

Berk kaşlarını kaldırdı. "Kızım bu kadar siniz zarar bünyeye söyliyim sana. Yanlışlıkla oldu dedik ya." dediğinde ekledi. "Başında durmayıp napayım gideyim mi?"

"Eveet." dedi Gece ona sert bir şekilde. "Doğum günü çocuğu olan sensin. Ben buzu biraz tutarım sonra o kolileri de hallederim." dedikten sonra telefonuna gömüldü.

"İyi tamam." diyen Berk sırıtırken ekledi. "İhtiyacın olursa çağırırsın beni."

"İhtiyacım olmaz." dedi Gece başını telefondan kaldırmadan. 

Berk ona göz devirirken salaş gömleğini düzeltti ve bahçeye çıktı. Gözleri bahçede gezinirken bir masada tek başına dikilen Cemre'yi buldular.

Onun yanına ilerledi. Gözleri masanın üzerine dalmış olan Cemre'nin masasına kolunu yaslarken konuştu.

"Hoşgeldin."

Cemre başını kaldırırken Berk'in yüzüne baktı. "Hoşbuldum." dedi kısaca.

Berk gülümsedi. "Gelmişsin."

"Geldim."

"Gelmeyecektin?"

"Gelmese miydim?" diyen Cemre gözlerini Berk'in gözlerinden çekmedi.

Berk bununla gülümsedi. "Böyle devam edicek dimi?"

Cemre başını salladı. "Evet." dedikten sonra yutkundu. "Doğum kutlu olsun." dediğinde bu cümle Berk'in de yutkunmasına sebep oldu.

Hiç böyle kutlamamıştı doğum gününü. Bu kadar Cemre'siz... Derin bir nefes verirken başını salladı.

"Teşekkür ederim." dediğinde gözleri birleşirken ikisinin de gözleri acıyla kısıldı. 

O an sarılmak isteyip de sarılamamak içlerinde büyük bir yara açtı. Berk Cemre'ye bakarken dudakları aralandı ama bir şey söyleyemedi. Cemre oradaydı ama aralarında bir dünya vardı şimdi. Bir zamanlar birbirlerinin en çok güvendiği limanken şimdi rüzgar estikçe birbirine çarpan iki yorgun dalga gibiydiler. Göz göze geldiklerinde eski bir şarkı çaldı içlerinden birlikte sustukları, birlikte güldükleri bir yaz akşamından kalma…


Sanki ilk baktığım gözlerdi gözlerin
Duyduğum en güzel şarkı sesin


Sonra sustular. İçlerinden geçenleri duysalardı belki dünya biraz daha yavaş dönerdi o an, belki bir şey değişirdi ama olmuyordu.

Bora şarkıyı değiştiren Beliz'e sırıtarak döndüğünde konuştu.

"Tam zamanında açtın galiba." diyerek Cemre ve Berk'i işaret ettiğinde Beliz göz kırptı.

"Bizde biliyoruz bir şeyler." dediğinde Bora kaşlarını kaldırdı.

"Bu tam benlik bir sözdü." dediğinde Beliz kıkırdadı.

"Çaldım."

Bahçe kapısından giren Ali, Zeyno, Arap ve Vefa'yla yüzü düşen Beliz ofladı. O sırada onların yanına yönelmeleriyle tam arkasını dönmüş gidecekti ki Ali ona seslendi.

"Beliz." 

Beliz çatık kaşlarıyla ona döndü. "Efendim?"

"Doğum günün kutlu olsun."

"Teşekkürler." dedi Beliz sonra arkasını dönüp gitti.

"Hepiniz hoşgeldiniz." diyen Kenan'ın sesiyle herkes o tarafa dönüp alkışladı.

"Berk!" 

Berk ve Cemre aynı anda Berk'in adını seslenen kişiye döndüklerinde Gece'yi gördüler.

Gece ona elini sallarken ekledi. "Bi gelir misin?"

Berk başını sallarken o tarafa ilerledi. Cemre masaya gelen Çağrı'ya dönerek sordu.

"Bu kız kim?" dediğinde Çağrı sırıttı.

"Kız tam bir yürüyen aura." dediğinde Hazal kaşlarını çatarken ona döndü. Çağrı konuştu. "Beliz'in Almanya'dan arkadaşıymış dün gelmiş."

"Baya kafa kız ya. Oturduk konuştuk bi ara." dedi Ege. "Etrafı falan hep o organize etti." dediğinde Cemre kaşlarını kaldırdı.

"Ne alaka? Burda mı kalıyor?" dedi alayla.

"Evet." dedi Ege ona dönerken. "Burda kalacakmış." dediğinde Cemre kaşları çatılırken karşıda konuşan Gece ve Berk'e döndü.

Gece ciddiyetle bir şeyler anlatırken Berk sırıtarak arada bir şeyler söylüyordu. 

"İyi." diyen Cemre önüne döndü.

"Burdan tüm arkadaşlarını topluyorsun ve yata geçiyoruz." diyen Gece ile Berk kaşlarını kaldırdı.

"Yat ne alaka?"

"Orayı da organize ettik biz Beliz'le." 

"Ne ara yaptınız bunu ve neden?" dedi Berk etrafı gösterirken ekledi. "Burası yetmiyor mu?"

"Bir seyi de sorgulama be çocuk." dediğinde ekledi. "Orayı hani sadece gençler olur falan gibisinden ayarladım." dediğinde Berk başını salladı.

"Ayağın nasıl bu arada?" 

"Gayet iyi." diyen Gece Berk'e bakarken Berk alayla konuştu.

"Gözlüklerini takmamışsın." dediğinde Gece iddiayla konuştu.

"Geceleri güneş açmaz çünkü." dediğinde yanından geçti.

Berk bununla kaşlarını kaldırırken başını salladı. 

"Hayydii hediye merasimine geçiyoruz!" diye bağıran Hazal elindeki poşetleri Berk ve Beliz'e uzattı. "Mutlu yıllaarr!" 

Herkes Berk ve Beliz'e bakarken Çağrı konuştu. "Hadi açsanıza."

Beliz gülümseyerek hediyesini açarken Berk'te açmaya başladı.

İkisinin poşetinden de tişört çıkarken "Aaaaa!" diyen Beliz tişörtünü Berk'e doğru uzatırken kendi tişörtünün üstünde Berk'in fotoğrafı, Berk'in tişörtünün üstünde ise Beliz'in fotoğrafı vardı.

"Oha çok güzel lan." dedi Ege sırıtırken. 

"Yaa Hazal!" dedi Berk sesini incelterek. Sonra kendi sesine döndü. "Güzelmiş yalnız he." dediğinde Beliz'e omuz attı. "Şanslısın tişörtten dolayı herkes sana bakıcak." 

Gece ona göz devirirken ofladı ve kendi hediyelerini uzattı. "Sus artık lütfen." dediğinde Berk sırıtarak hediyesini açtı. Paketin içinden bir güneş gözlüğü çıkarken Berk kaşlarını kaldırdı.

"Vaoov." dediğinde gözlükleri taktı. "Yakıştı da." dediğinde Gece sırıtırken konuştu.

"Lazım olur." dediğinde Berk gözlüğü çıkardı.

"Neyseki geceleri güneş açmıyordu dimi?" dediğinde Gece kaşlarını kaldırdı.

"Ayneen."

Cemre onların arasındaki bu muhabbeti dinlerken eli istemsizce yumruk olmuş git gide farkında olmadan sıkmıştı yumruğu. Parmak boğumları beyazlayana kadar.

"Sen iyi misin?" dedi yanında dikilen Hazal.

Cemre yumruğunu gevşetti. "İyiyim." diyerek geri Berk'e döndü.

Beliz Gece'nin verdiği hediyeyi açarken konuştu. "Yalnız bu benim üçüncü hediyem."

"Oğlum sen bile bana üç hediye almadın lan bi doğum günümde." diyen Ege Berk'e elini kaldırdı.

Berk sırıttı ve göz kırptı. "Sen aldın mı?" 

Ege omuz silkti. "Almadım." 

Ona gülerlerken Beliz hediyesini açtı ve çıkan peluş oyuncağı herkese gösterdi heyecanlı bir çığlıkla.

Berk kaşlarıyla peluşu işaret ederken konuştu. "Koleksiyon çoğalıyor." dedi.

Çağrı da hediyesini uzatırken konuştu. "Benimki bi tık..." dediğinde onların hediyeleri açtığını görerek ekledi. "Eğlenceli." dediğinde Beliz kahkaha atarak hediyesini gösterdi.

"Çok iyi buu." dedi elindeki kafasına kendi yüzünün resmi konulmuş bez bebeği gösterirken. 

Berk kendininkine bakarken yüzünü buruşturdu. "Kafam biraz büyük gelmiş sanki. Ya oğlum diğer fotoğrafımı koysaydın ya..." dediğinde gülmeye başladı. "Şaka lan çok iyi olmuş." dediğinde gülerek Çağrı'nın omzuna vurdu.

Ege'de bununla yanlarına gelirken hediyelerini uzattı.

Berk hediye kutusundan çıkan şeyle gözlerini kocaman açtı. "Ohaa sen ciddi misin?" dediğinde sırıtarak Ege'ye baktı. "Lan bu oyunu ben ne zamandır getirtmeye çalışıyorum hep tükendi diyorlar. Nasıl buldun?" dedi elindeki playstation oyununu tutarken.

"Ee Berk Yağızoğlu bizde Ege Şimşeğiz." dediğinde Berk'e bir kez daha sarıldı. "İyi ki varsın kardeşim." dediğinde Berk'te ona sarıldı.

"Sende iyi ki varsın kardeşim."

"Tamam lan sıra bende." diyen Bora Berk ve Beliz'e hediyesini uzattı. 

Beliz hediyesini açtığında eline aldığı kutunun üzerindeki yazıyı okudu.

“Acil Durum Beliz Seti”

Kaşlarını kaldırarak gülümserken kutuyu açtığında kutunun içinde bir paket kahve vardı. Üzerindeki notta ise şöyle yazıyordu. (Son günlerde fazla kahve içiyorsun. Dikkat et bünyen alışık değilse yan etki yapar.)

Beliz kutunun içindeki küçük kutuyu açtığında onun da içinden kulak tıpacı çıktı. Notu okudu. (Beni duymamak istersen diye. İMKANSIZ.)

Beliz bununla gülerken kutunun içindeki küçük not defterini eline aldı. (Beni dövmek istemediğin günleri not et. İnşallah boş kalmaz..)

Kutudaki polaroid fotoğraflarını alan Beliz fotoğrafın arkasını çevirdi. (Beni bazen seviyorsun kabul et ufaklık. Ayrıca fotoğrafı Çağrı çekmiş.)

Beliz gülümserken Bora'ya döndü. "Çok teşekkür ederim. Bayıldım." dediğinde Bora sırıttı.

Berk onlara yan yan bakarken kendi hediyesini açtı. Çıkan yap-boz kutusuyla kaşlarını çatarken Bora'ya döndü. "Bu ne lan?"

Bora gülümseyerek yap-boz kutusunu ters çevirdiğinde yap-bozun parçalarının birleştirilmiş hali Berk ve Hato'nun çekilmiş fotoğrafı olduğunu gördü.

"Çok iyi." diyen Berk Bora'ya döndü. "Teşekkürler."

Herkes hediyesini verirken sıra Cemre'ye gelmişti. Cemre onlara hediyelerini uzatırken Berk'le göz teması kurmamaya özen göstererek konuştu. "Doğum gününüz kutlu olsun."

"Teşekkür ederiiz." diyen Beliz hediyesini açtığında paketin içinden bir peluş çıktı. Elinde bıçak tutan civciv peluşu.

Bora bununla kahkaha atarken konuştu. "Ne kadar benziyolar ya." dediğinde Beliz ona göz devirirken Cemre'ye dönerek teşekkür etti.

Berk hediyesini açarken derin bir nefes aldı. Hediye paketinin içinden çıkan çerçeveyle duraksadı. Çerçevenin içindeki fotoğraf annesi ve kendisinin 5 yaş doğum gününde çekilmiş olan fotoğrafıydı. Yani annesiyle kutladığı son doğum gününden...

Berk yutkunurken gözleri Cemre'nin gözlerini buldu. Cemre konuşmadı ama Berk çok şey anladı.

13 Yıl Önce (Berk'in Doğum Günü)

"İyi ki doğdun Berk! Mutlu yıllar mutlu yıllar mutlu yıllar sanaa!"

Annesi kalabalığın arasından geçerek Berk'in durduğu masanın önüne pastayı getirirken pastayı masaya koydu ve oğluna eğilerek onu saçlarının arasından öptü.

"İyi ki doğdun benim güzel oğlum." dediğinde Berk ona sıkıca sarıldı. Ve utanarak annesinin kulağına fısıldadı. "Pastayı Cemre'yle üflesem olur mu anne? Çünkü o hiç gülmüyor."

Ahu bununla gülerek ondan ayrılırken konuştu. "Olur tabii olur." dediğinde Berk kalabalığın en önünde annesiyle duran Cemre'ye gelmesi için el işareti yaptığında Cemre elbisesinin eteklerini tutarak onun yanına geldi.

Cemre'nin babası bir ay önce gitmişti. O günden beri de doğru düzgün gülmemişti. 

Berk ona dönerken konuştu. "Pastayı beraber üfleyelim mi?"

O an Cemre'nin gözlerinde bir parıltı belirdi. Yine de bunu bastırdı. "Ama senin doğum günün." dediğinde Berk omuz silkti.

"Nefesim bu kocaman pastanın hepsine yetmez ki benim." 

Ahu onun bulduğu bahaneye gülerken araya girdi ve Cemre'ye bakarak konuştu. "Hem ikiniz üflerseniz ikinizin dileği birden kabul olur." dediğinde Cemre başını salladı.

"Tamam üfleyelim o zaman." dediğinde pastaya doğru döndü.

İkisi de gözlerini aynı anda kapatıp dilek diledikten sonra bir alkış yükseldi. Birbirlerine gülümseyerek döndüler. Berk Cemre'nin gülümsediğini görünce gülümsemesi biraz daha büyüdü.

"Tuttun mu dilek?" dedi Cemre'ye doğru.

"Evet tuttum. Sen?"

"Bende tuttum."

Ahu onlara gizemli bir şekilde eğilip gülümserken fısıldadı. "Ne tuttunuz?"

Cemre tam söyleyecekti ki Berk araya girerek hızla konuştu. "Dilekler söylenmez söylenirse gerçek olmaz."

Ahu gülümseyerek konuştu. "Hadi öyle olsun bakalım." dediğinde ekledi. "Bende bir dilek tuttum."

"Ne?" dedi Berk ve Cemre aynı anda merakla.

"Ama gerçek olmazdı hani?" diyen Ahu'yla Berk ısrarla konuştu.

"Annelerin dilekleri hep gerçek olur." dediğinde Ahu kaşlarını kaldırdı.

"Öyle miymiş? E söyliyim o zaman." dediğinde ikisine bakarak konuştu. "İkiniz hep böyle kalın. Birbirinize iyi gelen kalbi temiz ışığı bol çocuklar olarak kalın hep. Hayat bazen zorlaşsa da birbirinizi hatırladığınızda yüzünüz gülsün."

Berk'in yüzüne bir gülümseme yerleşirken buğulanan gözleri Cemre'nin gözlerindeydi. "Teşekkür ederim bu çok güzel." dediğinde Cemre başını salladı.

"Eee! Hadi biz gidiyoruz o zaman!" diyen Gece Beliz'in koluna girerken Çağrı kaşlarını çattı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Asıl eğlence şimdi başlıyor Çağrı'cım." diyen Beliz Çağrı'ya göz kırptı.

***

Yata geldiklerinde dj kısmına geçen Çağrı sesi fulledi.


Düşüyorum ona biri tutsun
Dalıyorum dibe beni yutsun diye


Gülümseyerek ona dönen Hazal'la göz göze kaldıklarında derin bir nefes aldı.


Çabalıyorum ama çok zorsun
Yanıyorum bu kız benim olsun diye


Hazal'ın yanındaki Cemre ona bakarak konuştu. "Gitsene yanına."

"Nasıl?" diyen Hazal Cemre'ye ve yanındaki Lavin'e döndü.

Lavin onun koluna dokunarak konuştu. "Basbaya." dediğinde ekledi. "Korkmayı bırakmanın zamanı gelmedi mi sence de?" dediğinde Hazal Cemre'ye döndü.

"Geldi mi?"

Cemre başını salladı. "Korkarak hiçbir yere varamazsın Hazal. Aranız bozulacaksa arkadaşken de bozulur. Ayrıca bu ihtimalin ilerde senin içinde öylece kalmasını mı tercih ediyorsun?" 

Hazal bununla başını salladı ve "Gidiyorum!" diyip Çağrı'nın yanına ilerledi.


Düşüyorum ona biri tutsun
Dalıyorum dibe beni yutsun diye
Çabalıyorum ama çok zorsun


Cemre onun arkasından bakarken konuştu. "Fazla gaza geldi yalnız." dediğinde Lavin güldü.

"Yok ya o kadar da değildir." 

Çağrı yanına gelen Hazal'ı görünce ona dönerken beklediği şey kesinlikle Hazal'ın onu yakasından tutup çekerek öpmesi değildi.

"Ohaa!" diyen Lavin Cemre'ye dönerken konuştu. "O kadarmış."

Çağrı yerinde kaskatı kesilirken eli Hazal'ın beline yerleşti.


Bilmem bu neyin nesi
Güzelliğin böylesi


Hazal nefes nefese Çağrı'nın dudaklarından ayrılırken güldü. Çağrı ona afallamış bir şekilde bakıyordu.

"Bu neydi şimdi?" dediğinde kalbi fazlasıyla hızlı atıyordu.

Hazal gülerek cevap verdi. "Çağrı..." dedi gözleri onun gözlerindeyken. "Seni seviyorum."


Varmış benden delisi (wow, wow, wow, wow)
Olamaz, olucam kölesi


"Gördüklerim gerçek mi yoksa kafayı mı buldum?" diyen Ege yanındaki Berk ve Gece'ye o tarafı gösterirken Berk kaşlarını kaldırdı.

"Lan! Aynı şeyi ben de görüyorum. Oha! Çağrı ve Hazal sarılıyor mu orda?"

"Hemde alın alına." dedi Ege kaşlarını kaldırırken. "Hemen Beliz'e yetiştirmem lazım." diyerek yanlarından ayrıldığında Gece Berk'e döndü.

"Cemre dediğiniz kız şu kız mı?" dediğinde kaşlarıyla Lavin'le konuşan Cemre'yi gösterdi.

Berk başını salladı. "Evet."

"Güzelmiş." dediğinde Berk mırıldandı.

"Öyledir."

Sonra başka bir konu konuşmaya başladılar.

Cemre'nin bakışları gülerek konuşan Gece ve Berk'e dönerken mırıldandı.

"Herkes mutlu ne güzel." dediğinde Lavin'in bakışları da o yöne döndü. "Bu kez gerçekten bitti galiba." diye ekleyen Cemre'ye dönerek konuştu Lavin.

"Sizin aranızdaki şeyin bu kadar kolay bitmeyeceğini biliyoruz." dediğinde Cemre omuz silkti.

"Ben bilmiyorum ama ilk defa.." diyen Cemre ona döndü. "Sanki bu kez tek cephe savaşıyormuşum gibi. Karşı cephe terk edilmiş çoktan." dediğinde Lavin, Gece ve Berk'e dönerken konuştu.

"Erkeklerde yorulur Cemre." dediğinde Cemre'nin yüzüne acı bir tebessüm yerleşti. 

"Haklısın ben yordum onu."

Karşıdaki Berk'e baktı. Onunla aynı kalabalığın içindeydi ama artık başka bir dünyadaydı sanki. Ve o dünya Cemre’ye artık kapalıydı.


                    37.BÖLÜM SONU

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaçmaya çalıştığın cehennemi taşıyorsun içinde.

2.Bölüm: Küçük Çatlaklar

iyileşmiyor susmayı öğreniyor yara.